11
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
2638
Okunma

Boşluk dolduran aralıkların çizgileri, alın yazısı kadar uzaktır…
İhtimalleri karalar, gönül sarnıcımı kurcalayan kalemim.
Konuşan adımlarımı
Sayıyorum ürperen duygularımda
Kırmızın her tonuna doğruyorum ekmeğimi
Elimdeki nasibimle…
Beyazların dökülen tel tel selamını
Yaralarımın liflenen acılarıyla örüyorum
Kibrin ensesine lokmasını dikiyorum acı ile
Ruhumdan damlıyor dualarım
Yuvarlanıyor aklıma ziyan vakitlerde gözyaşlarım
Ellerimin içinde büyüyen tohumların filizlerine
Aydınlık ekiyorum merhametle
Kimliğimin kayboluşlarında yürüyor gençliğimin dermanı
Mecalsizliğine aldırmadan rüyaların kokusunda
Hayallerini ipe asıyor
Soluk alışında ölüm sesi değiyor yalnızlığına
Gün ertesinde çocukluğuna esir düşüyor
Bir misket atışında
Acılarımı yırtıp buruşturup atıyorum
Yükselen tansiyonum kat kat sırtımda yük
Döküyorum dimağıma sinen öfkelerimi
Artık yetim gençliğim
Selamsız
Yere diz çöken adımlarımı sert bir dille uyarıyorum
Keskin iki ucu fırtınalara asılan
Serseri naifliğimi
Gizliyorum tavan arası telaşımla
Sayıyorum boş kalan aralıklarda
Misinalara diziyorum,
Ağıtlar yakan ninelerin cepkeninde ki, ayazmaları
Yıkıyorum çeşmenin berrak suyunda
İşte sürme çekilen göz kenarlarında
Donduruyorum gizemleri
Çıkart bakalım gözlerimden kaderimi
İmgelerin duvarlarını karalayan omuz boşluğumda
Serin rüzgârlar ağırlıyor misafirliğimi
Ses düşümlerinde kara çalıyor
Çaresindeki, çaresizliği
Bir kırbaç ki,
Vur acılarım köklerinden ayrılsın
En ağır emekçidir boynumda yeşeren geçmişim
Sorgusuz sualsiz
Ölümün sızlamısı düşer kanatlarıma
Sessizliği böler birkaç aklıma takılan kelimeler
Hükmü idamdır aslında, utanmasa düşünceler
İhtimaldir yaşam koynunda ömür, kokla doyasıya öldürme duyguların giyotin çizgilerini,
Ürkek titrek dolanır aklım biçare,
Belli ki, yalnızlığımın eşi var artık…
Nurcan BİNGÖL
17/10/2014
5.0
90% (19)
4.0
10% (2)