37
Yorum
93
Beğeni
5,0
Puan
5374
Okunma

yaşımın içinden çok sensizlik geçti
yokluğunda 40’ımı da çıkardı seneler
gün vardı dağlarımın ardına
anamın gözlerindeki son gurbetti’m
10’unda anızlara düşen ateş gibi
takvimlerde kuruyan yapraktı eylül
beşiğime kertme’dilen kıza verilen ad
ve henüz sev(il)mekten uzak bir muhitti
sit alanı ilan edilen kalbimin etrafı
uzaklara aşk taşıyan turnalardan
saadet dil(en)iyordu çocuksu ellerim
çamur sıvarken yüreğimin duvarına
avluma kahır yağıyordu sabırla
‘’bunda da hiç akıl yok ’’ demişti
aklıyla dünyanın sırtını yere getiren köyün delisi
okkalı gülüşünden bırakıp kaçmıştı yanımdan
her payîz
aynı hüznün kenarına
bahar toplamaya gider
her defasında ayrı hüsranla
eli boş dönerdi çocukluğumun kırık yanı
solumdaki çıkma yalnızlıkla
berdel ettiler nazlı bir ayrılığı
karanlığın içinde bırakılan
rüyalardan öteye gitmedi mutluluk
sonumu hazırlayan
başlangıç çizgisindeki ilk payîz’di
dul bırakılmış erik ağacının gölgesinde
yetim kaldı hayallere sardığım yarınlar
orda kilitlendi üzerime bahara açılan kapı
-kış neylesin bana
o’gün fit oldum ölümün soğuk yüzüyle…-
Cömert Yılmaz
5.0
100% (73)