çaresi yok

damardan fışkırıp bağıran türküyü susturmanın...


düş gerek kederden kurtulmak için

karşılıklı oturmak gerek
yağmuru devirip deniz mavisini örtünmek gerek

endişelenmemek gerek
diktatörlerin falcılığından
renkleri yedim bahanesiyle
atmosferin duvarına gök kuşağılanmak gerek





cennet kokmak için
ölümüne sevmek gerek




sana aşık olmaya yeni başladım
yüreğimdeki heyecanı tanıyorum
genzimdeki on sekiz kokusundan
uzaktan izlediğim baharlardan
göğsüme alışmış virajlardan


kiminin bedeni tereddüttün şarkısı
savaştan değil huysuzluktan karanlığı yazması
ağrı, kendine güvensizliğin püf noktası

kiminde içgüdüsel melodi
kahkahanın yılları deviren gücü



kiminde mutsuzluğun kökü
sınırlara ceset

kiminde sevda
yasaları çürüten gökyüzülü anlam




benim anlatacaklarım
omzunu ilgilendirir
ve saçlarımı okşayan parmaklarını

her anımız sarhoş doğan güneş


işte gördün mü umut kadındır

işte aryam

sıcak ve rahman...