7
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
7446
Okunma

merhaba isyankar yalnızlığımı paylaşan
sevgili
hayatı kanayan yanlarıyla öğrendiğim
bir pusuladır bu
yüreğimin neşteriyle kesip umutsuzluğu
yerine koskocaman yarınları dikiyorum bilesin
ki
asılmış düşlerin
ölümsüz ruhlarını asla inkar etmedim
onların kaybettiğini sandığım ihanet baskınlarında
aklımın hürriyeti bir kadın edasıyla
tüm bastırdığım yalnızlıkları söküp aldı
özürlü bakmaların pencerelerine
ağır bir bomba gibi düşen siyah dünya
bizim kuracağımız arzın ellerinde uçan
bir kırmızı uçurtma olacaktır
sokak aralarında
ölüme tutuklanmış çocuklar
daha külleri dağılmamış ateşlerdir
eğer onların anneleri
bir uçurum sesiyle azarlıyorsa korkuyu
bizim en yürekli gülüşlerle
onların yüreğine yağmur olup yağmamız gerek
ki
yağarızda
her mayısda her haziranda her eylülde
kültürümün ispatı
duvara asılan dilsiz belgeler değildir sevgili
Pir sultan kendi ipini çektiğinde
aşklar şimdiki gibi ruhlarını satmamıştı şeytana
Bedrettin asiliği yazdığında gökyüzünün ateşine
genç beyinler sermayeci oyunların kuklası değildi
Victor Hugo sefilleri kazıdığında sayfalara
yoksulu hor gören bir nesil daha çıkmamıştı
susturulmuş bacak aralarından
kültürümün ispatı
yüreğimle aklımın kardeşçe düşledikleridir
halkların uykudan uyandığı vakte
bir Deniz bir Hüseyin bir Yusuf merhabası kurdum dilimin saatine
bilincim körelmiş savaş zamanı ezberlemesinden uzak
dinamit patlaması bir doğaçlama yarınlar sentezidir sevgili
dümdüz baktığında
gördüklerin görmen gerekenlerden farklıdır
görmek istediklerini gözlerini yatırıp sağlı sollu hayata
vicdanının gösterdikleriyle bakmalısın
şimdi
basit denklemlerle bir ibadet gibi düşlüyorsam seni
bu tüm çocuklarla beraber giyindiğim
kir pas içindeki düşlerden kaynaklı
deli olmak aptallık değildir sevgili
akıllı olmanın farklı yoludur
cümlelere basa basa seviyorum seni
paragraf başlarında selamlayarak direnen kadınları
hecelerin arasına bastırdığım közle yanıyorum sana
bağışla
şarkısı yasak bir ozanın
sazından sökülüp tutuklanmış
anonim sevdasıyla büyüdü yüreğim
bir gecekondu sıcaklığı
bir tas çorbanın erdemiyle sevdim aşkı
ve o aşkla tutundum hasretinin ağrılarına
bu bir suç duyurusudur sevgili
tüm kardeş halkların yarasından akan kanla
dokunuyorum saçlarının kötülükten arınmış kokusuna
bağışla sevgili
yarın üzerime sağılan bir kayboluş olmasın diye
devrim lisanıyla yazdım sana mektubumu
ömrüm tutanaksız
sancılarım ağır yaralı
sen ellerinin vatanında doğurursan düşlerimi
o düşlerin ihtilaliyle geleceğim
dudaklarının arasındaki memleketime
bekle beni tüm kadınların sessiz çığlığında
hoparlörden bağıran yaşasın hürriyet sesinde
ve yüreğinin ateşinde pişen aşkınla bekle
bekle beni sevgili
bekle ...!