4
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
1746
Okunma

yasak kurduğum hayallerimin doğuracağı düşleri
ertelenen sevinçlerimin izniyle aldırıyorum
...!
eskiye dair yalnızlıklara
anonim alıntılı bir kenti sakladım
dört yanı dört gidiş
üzeri geceyle örtülü
altı toprağın karnı
rakı beyazında
balık katliamına hazır deniz
ve lacivert yine kadın yine sessiz
bir deniz fenerinin kırpışan gözlerinde
gördüğüm İstanbul kadar aşık ruhum
ruhumun kayalarına vuran ellerin
ellerinde bir tutam kış
ve göğsümün ortasına devrilen
ey yokluğunun yetim çocukluğu
ah çoban aldatan aklım
ardına kocaman gölgesiyle vurulmuş kentin
o dirayetsiz sancılarıyla uykularını öldürüyorsun
derim kendime
ve sahipsiz bir sesin aşk düşmeleriyle duyarım sevgiliyi
darmadağın bir saatin
paramparça zamanında
tütün kağıdına özlem sarıp
biraz önceki ağlamaya hazır gözlerime
ağır ağır griler içinde
bir tek kadını salarım ciğerlerimden
bir tek kadını
bir tek acıdığım anların o meçhul suslarını !
sabahçı kahvesinin
kemancı delisiyle
gülümseyişini cebinde taşıyan kadının
ulu orta aşkında dönüyorum kente
ağır tahribatlı yaz sıcağına devrik rutubet
ve koynu bomboş caddelerin dilsiz söylediği şarkılar
her adım atışımda bir yağmur
bir kavga bir hasret asıyor kirpiklerimin dip notlarına
bakarsan
hep sonu hüsran sayıklamalar postalanmış uzaklardan
telefon direkleri ilettiği seslerin sakin tanığı
özlemek üzerine kurgulanan bir sinema filmi hayat
biletleri bu kentte basılan bir eski senaryo
başrollerde gökyüzünün erkekliği
toprağın kadınlığı diyebilirim
sonu gelmeyecek bir şiirin aşk uyduranı olmuşsa kalem
değeri bilinmiş bir kadın,bir kent,bir uykusuzluk
ve kocaman bir adamlık vardır o kalemin aklında
son bir kıpırdanış üşür malum kentte
ve yavaşça gecenin kollarına düşer soysuz yalnızlığım
...
şiirin resmi :ebruu yılmaz