0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1319
Okunma
" bedenlerine güneş değmiş çocuklar geziniyor
ölüm doğuran Dijle’nin kıyısında .
ağızlarında sönük bir yarım ezgi ,
yüreklerinde renk renk umutlarıyla
bin parçaya bölünmüş yüreklere ,
güneşi topluyorlar kadim diyarda insanlık adına .. "
(Tutaste)
mevsim yaz ,
tarih ise dolmuş sayfa aralarını göstermekte .
Dijle’nin kıyısında yalın ayağıyla
dudağının arasında yanık bir türkü ,
ellerinde açılmamış bir mektup zarfı . .
gülmeyi çok önceleri unutmuştu Heyveron
bu yüzden eşeler topraktan gamzeleri ,
tebessümleri ,
gülmeleri .
bugün, rüyasında gördüğü güzel günlerin ümidi vardı .
Dijle’nin kıyısında,
yalın ayağıyla yürüyen Heyveron’un gözleri
telaşlı ve ürkek
uzaklara dalıyor .
’ Dijle !
yürek kavuran acılarınla
içine kıvrım kıvrılan Dijle
yüreğim de bedenlerin yanık kokusu ,
yüreğimin derinlerine vurur her bir kıyımların..’
ömrü bitmeyen çınar ağacının gölgesinde
hayatın parçaları toparlanır Kardeniz’de .
kelimeler anlatmaya yetmez ,
yol boyu yeşil bitki örtüsünü .
kelimeler ,
diller ,
insanlar bedelsiz ölüyordü zamanın berisinde
Türkçe dillerinde de kekremsi acı
düşlerinde bal bozumu sızıları ..
düşüncelerinin sınırları daracık bir oda..
Tutaste ölüm istemiyor bu kez ,
radiolar da duyulan savaş haberleri
gazetelerin manşetlerine taşınan cinayetler
anlamsız bir kıyım onun için ..
günlüğüne bir not düşüyor Tutaste Derin dere kıyısında
" yüzümü yüzünüzden çevirdim ..
ve kıyılarıma bıraktığınız aydınlarımın cesetlerini topluyorum hala ..
onlar ki ;
sırtını Karadeniz’in dağlarına yaslamış ,
Hüzün Kovan Kuşlarıydı her biri ..
adları bahardı ,
aydınlıktı ,
ışıktı ,
güneşti ,
adları ; rüzgardı , fırtınaydı ..
dillerinde sevdanın türküsü ,
yüreklerinde kızıl bayraklarıyla
yaşamak için yürüyordular
dağların koynunda .. ’
Heyveron’ un gözleri
uzaklara dalıyor Dijle’nin kıyısında
belki de mühürlenmişti gözleri
bahar yağmurlarıyla gökyüzünü bir baştan, diğer başa saran
gök kuşağının renklerine dalmıştı.
yüzü maviye dönük,
gökyüzünden toplayıp yıldızları
maviye sererdi ay’ın şavkını..
Karadeniz’in dağılmış taşlarından toplanır hayat hikayeleri ..
Rum’un Pontus’u Kayıptır ..
Laz’ın Lazona’sı ..
dilleri nasır bağlar ,
kalemi akmış sonlara uzanır ..
Tutaste ,
zamanın eleğinden geçirdiği yazgılarla ,
uzak diyarları düşlüyordu .
kalbinin kuzeyinden tut, güneyine değin .
ne cenazeleri yüreğinde çürütmüş bilmez
kayıp mezarların işaretlerinde aranır kimlikleri .
Heyveron’ a mektubu yollayan Tutaste idi ;
’ ben ;
güneşi tutan çocuklar görmek istiyorum Heyveron !
bakışlarım da ,
yüzleri umudu giyinmeli .
büyüt beni gözlerinin doğduğu yerde ,
biraz ışık ,
biraz nefes yetecektir gelişime .
yüreğimde bin bir türden kuşlar havalanıyor ,
topuklarını sırtına vura vura çocuklar koşuyor ,
dilerim ulaşırım sana .
dilerim kavuşurum sana .. ’
Heyveron, bedenine güneş değmiş kadındı
avucunda yeşeren umutları olan .
Tutaste, bedenine ay ’ın şavkı değmiş gülüştü
Karadeniz’den avuç avuç denizleri,
kalbinin güneydoğusuna taşıyandı ..
ama ikisinin de yüreği, kızgın ateşlerde kalandı..
Renas Tutaste
5.0
100% (1)