KENDİNE GEL, EY NESLİM!
İçini sersemleten boşluktaki fikirler
Zamanını almadan, kendine gel ey neslim! Kalbine kasvet sokan, loşluktaki fikirler Zamanını çalmadan, kendine gel ey neslim! İçte gaye olmayıp, seni senden aldıran Bir ışık vermeksizin, karanlığa daldıran Cüretkârca sık sık, benliğine saldıran Hüsranlara dalmadan, kendine gel, ey neslim! Bak mazine neler var, şimdi kaldın fermansız Boşluktasın ey neslim, fikirlerin ummansız Eritmesin zamanın, olmayasın dermansız Eyvahlara kalmadan, kendine gel ey neslim! Yüreğinde mevsimsiz kararan güllerini Işıksız yürüdüğün amaçsız yollarını Sevdasız çırpındığın çaresiz kollarını Enginlere salmadan, kendine gel ey neslim! Yalanlara koşturtan, çevrendeki konuklar Gerçeği anlatmayan, aldatıcı tanıklar İçini bir hoş eden, cezbedici ışıklar Yüreğini çelmeden, kendine gel, ey neslim! Aklını çelmek için, hazırlanmış ökçeler Seni dermansız yapan, kasvetli düşünceler Yıldız gibi görünen, boşluktaki zirveler Varlığını delmeden, kendine gel,ey neslim! Ey benim, kızım, bacım, ey benim oğulum! İnanın ki söylerim, sizlersiniz sağ kolum Bitsin artık hüzünler, sizlerle tütsün yolum Hüsran vakti gelmeden, kendine gel, ey neslim! " Allah " diye söyleşen, kalbinin duasıyla Sonsuza kanatlanan, gönlünün bâlâsıyla İçinde tükenmeyen, memleket sevdasıyla Hüzünleri bilmeden, kendine gel, ey neslim! Seni darlığa sokan, kahredici elemler Etrafında oluşan, anlaşılmaz sitemler İçten içe kemiren, yok edici matemler Benliğini dilmeden, kendine gel, ey neslim! Hazırlanan tuzakla, hayalini yakanlar Seni hep günden güne, boşluklara tıkanlar Hoyratça şaha kalkıp, kimliğini yıkanlar Toprağını silmeden, kendine gel, ey neslim! İnancını yok eden, günahları yakarak Binbir şevkle yeniden, güneşlere akarak Altın ışıklar saçan, tarihine bakarak Henüz ışık bulmadan, kendine gel, ey neslim! Sana hep yürek veren, kalbindeki özünle Asırlara hükmeden, dilindeki sözünle Âtine can verecek, alevlenen közünle Hüzün vakti olmadan, kendine gel, ey neslim! Boşlukların içinde, asılmış çıkıntılar İnançla örülmeyen, sevdasız sıkıntılar İçinde oluşacak, çaresiz yıkıntılar Yüreğine dolmadan, kendine gel, ey neslim! Gününü öğüttüğün, harmanın sırasında Yıllarca boğuştuğun, dertlerin arasında Kapanmaz sızı gibi, içinin yarasında Yaprakların solmadan, kendine gel, ey neslim! Damarında yücelen, geçmişinden şevk alıp Bağrı yanık yürekle, Yunus’undan renk alıp Neyle karındaş olup, Mevlânâdan aşk alıp Zamanını yolmadan, kendine gel, ey neslim! Hedefleri büyülten, içindeki aşkınla Öğüt kötülükleri, kalbindeki çarkınla Kimseye benzemeyen, sendeki farkınla Yürekleri bölmeden, kendine gel, ey neslim! Ey benim, kızım, bacım, ey benim oğulum! Pervâneyim söylerim, sizlersiniz sağ kolum Bitsin artık hüzünler, sizlerle tütsün yolum Günah yüklü ölmeden, kendine gel, ey neslim! |
saygı ile