3
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1873
Okunma

Üveyik kanadında masumiyet manifestosu oldu
ölüm.Hangi ağıttan damlar kan böyle kapkara
Uzun lafın âsâsı elden ele gafiller
meclisinde, kürsüden gösterilir topuz niyetine.
Çok sürmez söylence,ak alında kara yazı
kalır; çoluk çocuk bekleyişi mahzundur böyle.
Çığlığı yutan dehlizlerde kaç
karbonluk hayatlar...
Eşkali yırtık, mahcup gözlere çöken hüzün
Bir yığın kül bırakır hayatın tam orta yerine.
Alnında ışıklı bir gelecek hülyası,
-Adı üstünde sade hülya- Arzın kaç rüya altında kalan.
Sakalları uzamış adamlar, dudak üstüne bıyık düşürürken
Ve bir lamba isinde karavana yerken bilmezdiler büyük büyük adamların
hokkasına siyah mürekkep olacak yazgıyı.
(K)ömür, sömürülmüş bakışlarda bezginlik
Tebessümü çalınmış çehrelerde baharsız hazan...
Yine de böyle yürüyecek bu kervan(!)
Ölüm bile çoktur bazılarına
aydınlık beyaz içinde gelen.
Ah söz uçar köz gibi ağıt olur yokun dilinde
Gün uzar, yazılır adlarınız,bir kitabe olur,rahatlar
vicdanlar,
Bir yetim bakış, unutmak ister gibi yetimliği
Gelir gider, arar onlarca isim arasında en çok özlediğini.