19
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
2990
Okunma
...sizi tanıdığımda
eylül yüklü bulutlar basmıştı gözlerimi bayım
kırmızı yağmıştı
masal kuşunun kanatlarına
aşk saklanmıştı
İstanbul’un yağmalanmış sokaklarına
babam Selimiye’nin minarelerinde ağlıyordu
Haliç’e düşüyordu sesi
beyaz sana çok yakışıyor dediğinde
al-lar gizlenmişti
mor salkımlı gecelere
barikatlar kurmuştu kurşun askerler önümüze
ve vurulmuştuk
şiir taşıyan göğsümüzden
gök bakır
yer çamurdu
Fatih İstanbul’un kapılarına yeniden dayanmış
Kızkulesi yedi tepeyi sırtlanmış
zamanın boğazını kesiyordu
ve tarihini kara tahtalardan öğrenmeyen çocuklar
açlık ve sefalet içindeydi
martılar ekmek kavgasında
İstanbul kış uykusundaydı
sizi tanıdığımda...
önümüzde Ege
ardımızda Marmara
buluşmuştuk
limon bahçelerinin avlusunda
aynı bedende
bir izde
şafak sayıyorduk
ağız dolusu hüzünlerimizle
o vakit
sıratı geçmiştik bayım biz
el ele…
vazgeç artık bayım benden
omuzlarıma şiir asmaktan
saçlarıma yas tutmaktan
yüzüme bakıp bakıp
su içmekten
vazgeç artık ikimizden
mahşer günü kavuşturur
elbet bizi
Adem ile Havva’yı yaradan…
ikimizi
çok sevmişti aynalar bayım
küçük küçük şehirler çizmiştik
küflü duvarlarımıza
nakış nakış işlemiştik
aşkı boşluklarımıza
sırrı dökülmüş aynalardan
bir ben kaldı şimdi geriye
ikimize aşık
ikimize alışık
cehennem burası bayım
tamda burası
ıslık çalıyor bak Azrail ensemizde
cebimizdeki son meteliğe kadar
oynadık rolümüzü
kapandı perde
ölüm hak
sevda helal bize
ahirette…
madem
aşkı içtik mahzenlerden
ahkam kestik tümcelerde
ayyaş naralar böldü yolumuzu
koştuk yokuşu
İstiklalde kustuk
önümüze bırakılan kaderin tamda ortasına
madem el mahkum kağıda
dil suskun
kurşuna dizelim o zaman harfleri
denizler türküsünü söylerken
vazgeç şimdi bizden bayım
ikimizden
vazgeç
lanetlendi gece
yankısı düştü ateşe…
hiç olmadığın kadar kör
hiç olmadığın kadar sağır ol bayım
bana ve hayata…
hadi gel
kıvrılıp uyuyalım şimdi
ayrılığa yazgılı kaderin boynuna
zebaniler cehennemi sürerken bileklerimize
biz hep
aşk içirelim ikimize
cennetten...
(( elçin ))
5.0
100% (36)