1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1668
Okunma
I.
Hiç olmadığı kadar ağırdır zırhım
İçinde kimi acılar ve mutluluklar vardır
Bu kez de Çanakkale’deyim işte
Seni sensizken nasıl sevebilirimin sözgelimi karmaşık örneği
Gecelerden en karanlığı bugün
Bir kışımsı hüzün yağar Sırça Köşkü’me
Antesiz bir televizyondan gelen cızırtı
İnsanlar yürüyor meydan boyu
Kordonda salına salına yüzen balıklar
Ve bir ressam: Durur musun ey yolcu!
Caz yapan umarsız kediler ve meyhaneler
Kadehler kalkarmış geceden geceye
Koşulsuz bir sevdanın sürümü bu
Yoldan koyunlar uça uça göçer ki uçuşları pek de alçaktır
Mektuplar yazarım geceye ve uçururum Ay’a
Ay her zamankinden daha parlaktır bu gece
Kışımsı bir gece bu işte, her geceden daha farklı kaçışları
Bant sarıyorum gözlerime ellerimde odunlar ve kömürler
Karadır gecelerimiz ve fakirizdir
Sobalarımız yanarken geceyi meşrulaştırır
Alkol diye serin soğuk acılar içeriz
Ben yine ben olmam aslında
Mektuplarımı seversen, beni de sev
Boyunsuz bir deve de çizdim
Artık yerli yersiz konuşan güz kuşları yok!
Yinelemeliyim, ileri sürülen bir ben;
Ne kadar ağlamaklıysa, geceleri biraz daha yıldız düşer gökten
Sinemalar kapanır ve insanlar üzülür
Ben seni bir anıt gibi saklarım göğsümde
Eşsiz bir anıt gibi
- Anıtlı gecelerde seni daha çok seviyorum
II.
Rafımdan çıkardım bir kitap daha
Ağlamaklı okurum yine adın geçerse
-Sahi, sen bugünde yoksun-
Hangi geceler susarım da sarılırım sana
Bir seferliğine kafiyeleri ve redifleri rafa kaldırdığım gecede,
Mutfağa girmeliyim, hüzün dolu yemeklerim yanar
Tuzsuz ve şekersizdir
İşte sensiz geçen gecenin ardından sırıtan martılar
- Daha ne yapabilirim Madam Minderiska?
Öyle, geceleri gezerim. Gündüzleri güneşim yoktur
Çekerim perdeleri
Kilisenin çan sesleri ve Heybeliada gelir düşüme
Gelir de siz sakın gözükmeyin boş odalarda
Orası anılarda düş gibidir unutmayın!
Beni vuran birkaç cellat gelir belki ellerinde çivi: Çingenenin biri
Benim İsamı da içime bunlar astı, bilmiyorsunuz
Hiçbir şey bilmiyorsunuz
Gece kimdir ve kimleri saklar yokluğuna
Bilemezsiniz
Adı benimdir. Adı diyorum, ben’imdir
Usul bir gözle yumulurum geceye
Aman! İnanmayın gündüz gülenlere
Çünkü elbet bir gece, bir binanın teras katında ağlarlar maviye baka baka
Gece kollarını açar ve sarar yokluğunda ağlayanları
Korkmayın. Benim sözlerim incitirse sizi
Ağlayın, gece ve köşede
Ancak böyle anlaşabiliriz
Düşlerin ve anıların karıştığı bu evrende
III.
On sekiz gün boyunca hislerime bir mum yakarak baktım
Seyrettim her gün batan güneşin çaresizliğini
Bildimdi. Geceye yenik düşen hoyrat bir rüzgar ile
Göçüyorlar. Yalnızlık gibi
Oysa yalnızlıktır beni bir duvar dibinde ağlatan
Bir musevi ve sinagog
Conkbayırı’nda vurulan bir Anzak
Peşi sıra ağlayan yüzsüz kuklalar
Sıhhatimi de alıp gidiyorum bu kentten.
Tamam diyorum yine
Ceketim ve ben hüzünlüyüz
Bir sigara bayım!
Ancak bir sigara daha kurtarabilir beni herhangi bir ağlamaktan
-Sahi, sigaram nerede?-
O da yol alır günaşırı bu kentten
Hem ben de giderim sensizlikten
Belki bir şiir olurum ve imgelere sokarım seni
Zaten 1972’de Cemal’de gidememişti Zuhâl’ine
Okudukça anımsarım; sıcak, kum yakan gülüşlerini
Bir çiçek büyür ve yanıma alırım onu
Saksılara sığarsa sana gönderirim kalan hayatını
Kısım desem de inanma, büyütür yollarım mutluluğumu
Ne yaşıyorsam, hasretinedir Madam Minderiska
Seviniyorum bir gün batımı beliren tebessümüne
Sahilden yine kuşlar uçuyor
Vapur da kalkıyor. 22.00 vapuruna yetişmeli
Bu gece, her geceden farklı
Bir sigara ile, vuslatla buluşmalı...
5.0
100% (1)