3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2173
Okunma

Birgün geri dönüp;
üzerinde ’Çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklayınız’ yazan ne varsa
bulmak istiyorum...
Laf olsun diye yazıyorum bunları ;
Dün yağmurla yıkadım saçlarımı
temizlendi gökyüzü
Çamurla doldurdum avuçlarımı sonra
Kesiklerini kapattım kalbin
Zamandan önce uyandırdı beni kargalar
Gök yırtıldığında oradaydım
Kaza süsü verilen bir gidişe yaralı taklidi yapmakla meşgul
Fermanın dahilinde
Deniz kabuklarının bulutların yaralarından döküldüğü,
yalan değil
Güzel bir hurafe sadece
Ben çocukların en çok;
olmayacak olan şeylere lüzumundan fazla inanıp
zamanı gelince de unutabilme özelliklerini sevdim
Bir başka yalanla
Bir masanın gölgesinde oturmak gibi bir şey bu aslında
Ama olsun!
Bu masanın yalnızlığı daha nevrotik
Sularla neden konuşur çocuklar,bilmiyorsun !..
Küçükken,
daha büyük laflar
ve küçük taşlar fırlatırdık uzağa
Büyüdükçe yüreğimiz mi küçüldü ne?
Taşları büyütebildik sadece
kendimizle
Küfürler doladık dilimize
Sustukça çoğaldı acılarımız
Kardeş olabilmek uğruna
kanını dökebilecek kadar büyük bir kavgaya girmediysen o çağda
adın olmazdı hiçbir hayalin kitabında
Ne kadar sevsen bile
gözlerine dokunan her kız b/acındı
Tütünü çarşafa serebilmek büyük maharet
ilk nefeste öksürmemek racondandı
Ve sonra herkes büyüdü
İşte o an anladık ki;
menfaatine kadar insandı özlemlerimiz
Yan yana savaştıklarımızı bir bir tanıdık
Açlığın kalbimizde var ettiği o büyük nasırı
hayatın erdemi saydık
Ve biz artık ;
adam gibi sevmeyi de
sevda uğruna ölebilmeyi de unutmuştuk
Şimdi bana çocuksu bir tebessümle
kumdan kaleler fethedecek kadar naif
ve hükümdar
büyük laflar etmelisin ki;
feryadımı düşüreyim kanatlarından
Anka’nın
Kaybet istersen çocukluğumu
yeter ki kaybolma
Gözlerim menzilinden
Küldür üzerimde Sahtiyan
Üfle Gitsin
Bir şehirden çocuk seslerini çıkarırsan
O şehir yıkılır
5.0
100% (5)