1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1098
Okunma

başka bir dünya yok
affetmek için birbirimizi
kırılıp, ufalandıktan sonra
bilim çaresiz
doktorlar üzgün
ne diyor şu karşıdaki yaşlı amca,
düzyazıların büyüdüğü nutuklar ölüm
yeminlerde kan kokusu
üstüne düştükçe alacaklı kalırsınız
beynin odalarında miskin şeyhler
çileden çıkarmak lazım bu rüyayı
kan bağlayan kemiklerimiz
çıtır çıtır ellerinde meleğin
yatıp uyuduktan sonra pis bir yatağa
bize kalan darbuka cenneti
unutmak çaresiz
gelip gördük, burası eski dünya
melekler yaşlı hanımlar
dudaklar öpücük yaralarıyla dolu
çılgın hissizliği arıyorsunuz
değişen gök değil
mevsim renkleriyle geçen seyyah
çirkin yaşıyoruz
insanlıktan çıkarın kendinizi
deli olmamak elde değil,istersiniz cenneti
inanırken hala çiçeklerin güzel koktuğuna
paslı üzümler gibi pörsür taptıklarınız
ünlü kahraman acı tepede
bayrağını sallarken
fısıldar rüzgâr
kendinibeğenmişlik denizinde radyasyon tacirleri
dönenelim
başka bir dünya yok
varılan son nokta şu medeniyet
hastane odalarında ilaçsız, beklenen sıra
vahşi atlarıyla erkekler kağıt yiyor
kadınlar çiğdem kabuğu
umuyorum, nasıl diner ki içimdeki acı
çevrilen yollarda kaçak hikayeler yudumlarken
her birinde tarifi sabır
canilik insanın kendi Nil’inde
derisiz, hınzır bir gülüş
ölü taklidi yapmak kolay yaşayan mahlukata
terk edilmiş şato kadar gizemli gözlerin
içi bal dolu kavanozları zehre dönüştüren kimyasında
cemre düşüyor yüreğime
yapıştırsın biri inanarak kağıtları
çok nem tutmadan gözlerimin duvarları
5.0
100% (5)