2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1232
Okunma

Her canlı umutlarla, sevdalarla başladı
Hayat denen upuzun ve kısacık zamana
Kâh sevinçliydi, şendi kâh hayali taşladı
Güneşin doğuşundaydı saklanan derin mana
Çünkü batardı elbet ve belirirdi tekrar
Ölüm aleniydi dost, biz de etmiştik ikrar
Kefene doladığın hayallerin çürüdü
Çöz onları n’olursun gözünü küf bürüdü
Kabul,yalan bu dünya kimse ölümsüz değil
Hem de severken döver, gülerken ağlatır dost
Tamam sadakat ölü, hainlik ise zebil
Yalan dünya kalpleri usulca dağlatır dost
Keşke dik durabilsek, ulu bir çınar gibi
Yaşatsak sevdaları, insanlığı ebedi…
Konuş, lâl bağlama dost, neden böyle ahrazsın
Anahtarın nerede, çözülemeyen “raz”sın
Mazimi kıskaçladım astım zaman ipine
Günlerce, haftalarca yıllarca ıslak kaldı
Hep olumsuz ekledim geçmiş zaman kipine
Velhasıl hayat benden, çocukluğumu çaldı
Üzgünüm dost ve mutsuz akıbetim bu benim
Kelepçeli ellerim, müebbetim bu benim
Ellerin hep boş kaldı, oysa huzur dilendin
Bakışlar küçüldükçe insanlığa bilendin
Aynı dertten muzdarip, iki tekneyiz sanki
Dalgalar yükseldikçe asıl vurgunlar başlar
Kıyıya vurduğumuz, yok olduğumuz an ki
Boşalır bulutlardan yağmur yerine yaşlar
Çünkü bizi yalnızca gökyüzü aldatmadı
Dileği başımıza taş yapıp da atmadı
Haydi dost kalk gidelim bilinmeyen diyara
Kapanır mı acaba içimizdeki yara…
raz : sır
Seda YÜKLER
5.0
100% (7)