0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
873
Okunma
Zaman ağır ağır ilerliyor
ve bozuk bir saat
zamanlı zamansız acı bir haberi veriyor sanki.
Kuşkular uyanıyor düşüncelerimin
en kuytu köşesinde,
ıssız düşünceler şaha kalkıyor,
sebebi bu kuru gürültü.
Yalnızlıklar uyanıyor
sabahın erken saatlerinde
bir daha yatmamacasına…
Birbiri ardına dizilmiş
bir sürü olumsuzluk
güneşin aydınlığını gölgeliyor
ve meyus bir sabah daha oluveriyor,
uyanmak istemiyorum.
Uyuşuk akşamlarda gömün beni,
hareketsiz,
durağan
ve miskin.
Bir ölü nasıl gömülürse, karanlığa gömün diyorum,
güneşi görmeyeyim.
Karanlığı kazın!
Bakın içinde ne dertlerim var
saklı kalmış
ama sakın acımayın bana,
‘vah!’ çekmeyin arkamdan.
Yarı bozuk saatimi koyun yanıma
yine en acı haberleri okusun
kekeleyerek.
Zaman ağır ağır ilerlesin.
Yavaş yavaş gelen arkasına bakarak gidermiş,
hızlı gelip çabucak gidenlerin aksine.
Çabuk unutuluyorlar,
çabuk ölüyorlar.
Hız öldürür diye boşuna demiyorlar herhalde
ve ölüm arkasına bakmıyor.
Arkama bakarak gideceğim, gözlerim arkamda…
Geçmişle bugün arasında
sıradan bir zamanda arayın beni.
Her saniyesinde benden bir iz bulacaksınız,
bende bir parça...