0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
996
Okunma
Şimdi sen yoksun ya sevgilim
Peşin sıra kan gövdeyi götürüyor gönlümde
Ve bir yıkıntı bırakıyor ömrümde.
Oysa ne kadar değerlidir ellerin göğsümde.
Keşke bir daha vursaydım kuşları yahut turnaları
Gözünden
Yoksulluk alıyor sonra odamı, kokusu ağır mı ağır
Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor
Başından arta kalan vücudun vardı
Gözlerimde
Ki dokunsam yanacağım asırlar boyu, biliyorsun.
Şimdi sen yoksun ya sevgilim,
Sözlerin giriyor yürürlülüğe
Ardında kalmış söz kırıntıların.
Ve nasıl oluyor da ömrümde kuşlara yem oluyor
Sözlerin yahut gözlerin
Bilemiyorum.
Bıraksan, gideceğim elbet.
Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor.
Vücudundan ve başından arta kalan kalbin vardı
Göğsünde
Ki sevsem ağlayacağım, biliyorum.
Şimdi sen yoksun ya sevgilim
Meşruydun toplumlarımda oysa
Adı bir sır gibi saklanan bir sen bıraktın ardında
Ve meşruluğun yerini muallak anılara bıraktığı toplumda
Ben sana iki kez sarılmıştım, üç hüzünlü
Kadıköy Rıhtım da
Ve gözlerine, sözlerine hatta göğsüne
Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor.
Toplumdan ve dayatmadan arta kalan bir sen vardın
Dilimde
Ki gitsem, uykularımda sayıklayacağım, biliyorum.
Şimdi sen yoksun ya sevgilim
Programlarım, randevularım, tarihim hatta saatim
Seninle başlar seninle biter seferim
Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor
Mabedim yıkık,
Kalbimde
Ne etsem, ağlasam yahut gülsem
Ki bilmiyorum ne yapacağımı, biliyorsun.
5.0
100% (3)