10
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1956
Okunma
//.. Pelister’e çıkamadım
Vardar’a atlayamadım
dümdüm durdum yar yolunda
sana doymadım
turnalari güğe saldim
sana yolladim…//
ezgileri buruk bir türkünün limanında
tazelenirken acılar
suskun kalktı gemiler
ayrılık rıhtımından
dudağımda hoyrat bir rüzgar
rotasını çoktan kaybetmiş belkiler
el sallarken
mendilime düştü ıslak keşkeler
boğazıma birikti vedalar
uzaklaştıkça
sisler altında kaldı anılar
ve sadece
sözler vardı yağmurda fısıldaşan...
sus pus olup gidişine
çekilip en ücra köşelere
bıkmadan
usanmadan
seni yazasım var bu gece
savrulan küllere inat
ayrılığın dokunaklı ritmine...
//...istemişsin dağlar aşam
sana ulaşam...//
aşk
nemli odalarda
küflü zamanlarda kaldı paşam
sen ! bu koskoca şehri terk etmeden
sular çekilmeden
denizler küsmeden
ellerimi köreltmeden evveldi
aşkın doğum tarihi
şimdi dağların ardı
aşkın yurdu
dönsende geri
bil ki affetmez
seher vakti uçuşan yüreğim seni...
//...turnaları güğe saldım
sana yolladim...//
korkuyorum
karanlığı eşeleyen kanat seslerinden
duvarlarımı delip geçen gölgelerden
mutluluğu bohçalamış giderken kader
kulaklarımı çınlatan
nefesindeki kırık nağmeler
korkuyorum
dur gitme sözünde kal
özünde kal bu gece demekten
hani söz vermiştin
yıldız olup yağacaktın
iklimsiz sabahlarıma
ruhumu isyana gebe bıraktığın o sokakta
hala ateş böcekleri topluyorum avuçlarıma...
//...bir yiğide bir sözüm var
nasıl deyem ben turnalar…//
sözlerimi kesip
dudaklarımı hibe ettim sevgili
bir yanağımda Mostar köprüsü
diğer yanağımda esiyor aşkın sağır melodisi
eritirken gözyaşlarım kirpiklerimi
altından akar
gök gözlü kadının türküleri
çözülmezmiş
ihtimallerle örülü saçlarımın düğümleri
gözlerimle selamlaşırken
ayrılığın busesi
Nevetra kadar s e v m i y o r u m artık seni
Mostar kadar yıkık dökük şimdi
içimin sen resimleri…
hani sözümüz vardı sevgili
örtüp şiirlerin üstünü
vuslatın buğusunda
ısıtacaktık birbirimizin ellerini
sen !
ihanetin kasıklarında öldürmeden bizi..
söz ağızdan bir kez düşer sevgili
ki aşk kutsaldır
sevgilinin göğüs kafesinden içe
doldururken nefesini
kerameti sihrinde gizli
harfler açar yüreğin çiçeklerini
sen bilmezsin paşam
öldürdüğün kelimeleri
yeniden doğurmanın güzelliğini…
ve
türküler kaldırır
sessizliğin cenazesini
kelimeler yas tutarken
Akdeniz oturmuş seyre dalar
ölümün zarafetini…
5.0
100% (6)