2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
957
Okunma
mavi kalıplar incinen tümsekler arıyor merdivenlerine
vakit yanağında kalan sıcaklığın tesellisidir
aniden karlar yağacak son eteklerimize
biraz daha doruk
biraz daha
biraz
çözülüyor inceldikçe ayağındaki lakırdı
kimsiniz niye gelmiştiniz ne arıyordunuz
burası benim ağlama müzem
en eski sevdalarımın gün ışığına çıkmamış şarkıları
ve sevinçleri yağmur son günlerimde
buyurun
dokunun
eşlik edin
ve sizin olsun her şey
bu gerçek ötesi töreninde
biz orada kör balıklar gibi öpüşürken
karaların olmadığına inanan ciğerlerimiz
tanrıların varlığını da duymamıştık
gülümserken tavan arasındaki kuşun
ve pencereleri kurcalayan eskicinin bağırtılarına
karışan soluğumuzu
ritm batımlarının coşkulu yükseltisi dayadı başını maviye
ellerin ellerimin şefkatli yok oluşu
artık iki uçlu ufuklarımız var düşmeye
hadi sarıl
kutlayalım dudaklarımızdaki kayboluşu.
5.0
100% (7)