3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
889
Okunma
seyir bu
kaidesiz bir yağmurla açıyor gözlerini
küçük bir çırpınışın ilk yada son versiyonu
kararlı kararsızlıkların aynalara uyutulduğu an
bir şeyler söylemek istiyor
bir şeyler var dilinin kaçamaklı ucunda
taşa taze bir suyun damlaması
aynı anda ölmeyi de gerektiriyor
geçmişin bütün kara tapınakları gür ormanlar gibi şen
bir şaka yapılsa hemen inanırım
veya yalanlar söylense umuda
sonsuzluk vaadinin azapları bunlar
sakın yok olacağına inanma
hiç aceleci değiller
yakıyor ve sevgiler bırakıyorlar ayaklarıma
beni benden ayıran bir hayalin deliliği
değişmek bir kaç asır ötesi hür atlarıma
ya tekerlek gıcırtısı
ya da bir uzay boşluğu hızı
değse ya uçup giden kanatlarıma
sonra öpüşsek unutup bütün bu olanları
sıcaklığında kalsak ve o anın ayrıntılarında
nefesler alıp vermemek gibi
içimizin sonsuz zamansızlığında kalsak
uyusak
uyanmasak
öldü deseler
iki dudak arasından sızan
son fısıltılar gibi.
5.0
100% (6)