1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
898
Okunma

aklım şiire mecbur edilmiş
ruhun hünerini sergiler ,
düş perdesinden
çaldığı hayatları,
ney havasında notalanmış
bütün tatlı sızıntıların
acıya içten yakarışı
damlarken gözlerime
zaman kırgın yapımda
bozguna uğramış gibi küçülür
ve ben devleşirim
kendi içimde,
dilim tutulsa ellerim konuşur
gözlerim perdelense
mimiklerim anlatır,
fikrimde ayıklanmış
devrimci yanlarım vuruşur
bu pazar dünyasıyla.
çocuk ölür kimi zaman
bir ağacın gölgesinde
çelik çomak günleri asılır
beynimin en ücra köşesinde
gençlik hayalinin katilidir
bir hataya halatlanmış
acemi duruşnda
kadere ikram edilirken,
aşk kayıp bir kimliktir aslında
sancısından umulur medet
varolmayı yoğunlaştırı
kuvvetli bir dayanaktır
herkese inat
garip bir nizama çekilmiş
bütün bir zaman kavgaya tutuşur ,
zincirini koparmış gibi
sınıflar devrilir
bir kibirli dokunuşla
ocaklar söndürülür
kan kokusuna karıştırılıp,
bu yüzden aklım vicdanım ve ruhum
iki satırla kafalarda devrim
yaratmanın ateşinde kavrulur.
ben söze keskin gelecek
hiç bir gücü tanımıyorum.
yaşasın tertemiz duygularla
savaşan Tanrı hikmeti şairliğime ve
şairliğimize.
5.0
100% (2)