1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1131
Okunma

yeşile, maviye, beyaza siyahı çalan
kirli ellerin avucuna sıkışmış
bir dünya istemiyorum,
yorgunluğuma tatlı bir havayı
ikram edecek
insanlardan eksik bir dünya,
gözlerimi ve ruhumu acıtırken,
hangi barışa özlem duyacak
gezindiğim düşler alemi.
ve dudaklarım güzel kelimelerden
yoksul şimdi,
yaşama dökülmüş yalnışlıklar yüzünden.
içimde ki samimi duyguları soğutup
özgürlüğümü kısan,
karanlık rüzgarların ardında gizlenmiş
EY ! madde tutkunları
acıya yelken açacak
hüzün yüklü boşluklara
taze ölümler getirmeyi bırakın artık.
yaşamı ve zamanı süsleyen tek şey
sevgi değil mi ?
can elmasımıza durmadan tüküren ağızlar
derin arzularına neden hep gebe kalıyor ki;
hangi kör boşluklara sevdalanmış
yakıcı ve kırıcı heveslere takılmışlar.
kan kokusunda uyutulmuş
bütün güzel gerçekler
aklıma hizmet eden
tatlı rüyalardan artık firar etmiş.
beton yığınlarında batırlımış
yitik toprakların yasını tutuyor gözlerim.
yeşil gri tonlara bastırılmış
bir yetim gibi durdukça
gezilecek yer ezilmiş ruhumun
odaların da bana mezar olur ancak.
ve ben mutluluğumu zehirleyen
kötü nefisli insanlardan
hesap soracağım sözler
kalemimde tutuştukça.
5.0
100% (1)