0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1376
Okunma

karanlık bir yolculuğun
tam ortasında, ruhu uyutulmuş
insanların arasında geziyorum.
sevinmeyi ve sevilmeyi unutmuş.
ölüler şehrinden
toprağı delenlerin
sesi fışkırdıkça kulağıma,
insanlığımı eğiten zamana karşı
ne kadar aciz olduğumu
bir kere daha yaşadım.
aklıma ve vicdanıma ödediğim
fikirlerin hepsi aslında
bir başkasını mutlu etmekmiş,
kutsanılan ve karşılığı alınmış
hiç bir şeyin övüncün de
doğru dürüst barınamadım.
bu hayatın bulanık havasına
sıkılmış bir kuru can mışım meğer,
kaderin öğününde tekrarlara avlanmış.
hangi yolculukların
büyüklüğüne inandıysam
bana düşen pay;
sahte yüceliklerin beynimde bıraktığı
o çürümüş insan sevgisi,
ve kemirilmiş manevi bir dünyaymış.
o eski zamanların ateşi
ve temiz kalpli insanların
gezindiği sokakları yokluyor gözlerim,
ışıksız odalarda kanımızı ısıtan
saflığın tebessümlerini
işitmek istiyorum yeniden,
fıkraların ve kahramanlıkların
dolu dolu anlatıldığı ağızlardan.
yağmurun pencereme dokunurken
aşk namına benim için
hasreti bestelediği
o duygu yüklü anların
heyecanını bulmak istiyorum,
mesela büyük adamların
gururunu kibrinden kaçırıp
garipler ile aynı tabaktan
yemek yediğini bilmeliyim
ya da kirli vazifelerin mecburiyetine
terk edilmiş kadınların
özgürlüğünü istiyorum,
gökyüzünde uçurtma uçuran
çocukların bakışlarında ki
özgürlüğü istiyorum,
kavgalara tutuşmadan
herkesi bağrıma basıp
kardeşçesine sevmek istiyorum.
ben bu zamanın karanlığını
gözlerimden silip,
yarınlarımı hayal ettiğim gibi
yeniden yaşamak istiyorum.
vatanım da özgür olmak istiyorum
ben yaşamak istiyorum, yaşamak .