40
Yorum
83
Beğeni
0,0
Puan
6356
Okunma


.
bu rüyâya açılıyor kapı
damarlarımda a/kan sesi
ya bozarsa rüyâyı nefesi
geceyi karartıyor sokaklar
anlamsız bir yabancıyım
orada doğmadım
ötesi hiç yok
iri gözlerinde uzuyor bacakları kadının
sigarasına saklı esrarında
geceli saçlarını kefenliyor ay ışığı
hazırlan ey yüzüm, hüznüm
yıkamadan yağmurlar tendeki
afrodizyağı
mühürlenmiş cesaretli gözleri
binlerce kez müjdelenen kıyamette
yalnızlıktı her parçamda acı
ağız ağız çığlık
semâzen dünyanın eteğinde
düşün aynı tünelin sonunu
kan yağıyor k a n
göğsümde o hâr ateş
âsâsı yılan başlı
yükselen dumanlar tanık rüyâyâ
bambaşka mevsimde varmış
ve kokusu sen
yücesin yarattıklarınla
avuç içlerinde dudaklarım
beyza beyza, fersah fersah
beyaz örümceğin ağında göz incisi
dökülen yüzümde yaş deryası
ne güzel utandım yine
“şüphesiz Allah’ın azâbı çetindir”
ismiyle böldü Musa ömrün denizini
karanlık çadırlar aklanırken semada
Burak atıyla yükselenin avuçlarında
aydınlanan yüzünü gördüm annemin
günlerden en iyisiydi
dönecek yerleri yoktu;
döndüler.
onlar burada
yüzü olmayan gölgelerde
tekrar ede ede ve sığınarak
geceye, gölgeye ve ölmüş annesine
Lâ ilâhe illâllah
karanlık kabrimde
düşler tezahür
yeniden dirilmek gibi fısıldıyor
sev beni seviş benimle ölüm
kolay korkmam
sarılmak isteyenden ben