Bana kalsa öperek açardım zarfları
ki bana kalan genelde
duvarların üzerindeki sansürlenmiş
Atatürk ismidir.
Hükümete yakın da değilim
okula tuvalet camından da girmedim
ama hükmen mahkûmlukla
sıkı iişkilerim olduğu da su götürmez bir gerçek
hem su nasıl götürsün gerçeği
en fazla dere taşar
birkaç insan ölür
kepçeler gelir
dozerler ekmek açar
ve biz buna kader deriz
oysa rantın kaderle değil
ihmalkârlıkla alakası var
iyi biliyorum ki
en kârlı iştir insan olmamak


Vekillerden birinin konuşması esnadında
uyuduğum için tutukladılar beni.
Dedim benim uyku sorunum var
hayır efendim senin devletle sorunun var dediler
huzur içinde uyuyorum daha ne olsun dedim
sana uyu dedik mi dediler
sonra da eklediler
- bak diğerleri ne güzel de uyuyor!
altı market üstü mahkeme
bir yerde yargılandım
mahkemeye gelirken aldığım
iki kilo patates
ve
indirimdeki beyaz peynir hafifletici neden sayılıp
sekiz yıllık cezamı altı yıla indirdiler
nakil aracıyla
üstü parti binası altı hapishane
bir yere kapattılar beni.
Hücremin sağı var sol yok
solda durmak olmaz dediler
solda durursan bertaraf olursun dediler
uyurken sola dönersem ne olacak dedim
nifak tohumdan bitaraf olursun diye öfkelendiler
bu yüzden uykuda muhafazakâr
uyanırken liberal
tuvalette de örnek vatandaş oldum

Tüm insan aynı hızda mahkûmlaşıyordu
hücreyi bana verdiler
boncuktan iguana yaptım
anenelerimize aykırı dediler
bu seferde iguanadan boncuk yaptım
aferin böyle devam et dediler
Tüm insanlar aynı hızda muhafazakârlışıyordu
kâfirliği bana verdiler.
Anlaşılan o ki illâ müslüman olmak için
illâ mutlu ve insan olmak için
parti üyesi olmak lazımmış.