9
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1213
Okunma

Sözün bittiği yer.... Ve gözyaşı.....
Ses ver dedim bir ses ver ne olursun bir nefes
Gökler yasa büründü şafak kan kırmızısı
Yaşam enkazda kaldı ölüm çelikten kafes
Ne acıydı Yarabbim buymuş alın yazısı
Yerin kalbi yok muydu koca binalar çöktü
Sarsılan yürekleri nice feryatlar yaktı
İlk maaşı almadan toprağa karıştı genç
Anne sütü içmeden cennete gitti bebek
Nice babalar buruk yaşamadılar gönenç
Mutluluğu süzerken deprem denilen elek
Oysa umutlar vardı körpecik bedenlerde
Kimliksiz çoğu ceset gömüldü kefenlerde
Akla zarar bir sesle cehennemdi yaşanan
Sirenler hiç bu kadar kederli bağırmadı
Koca bir ağırlıktı yüreklerde taşınan
Azrail hiç bu kadar ölüme çağırmadı
Neydi Allah’ım neydi unutulur mu o an
Takvimlerden sökülsün hüzne kurulan zaman
Hayalsiz yaşamalı yalanmış meğer hayat
Fani dünya geçici, ahretmiş asıl olan
Acımasızmış güneş vefasızmış kainat
Meğer toprakmış canı veren ve geri alan
Her gece kabusumda kurtar beni der çocuk
Süzülür yanağımdan gözyaşım oluk oluk
Kifayetsizdir sözler yaşanmadan bilinmez
Bir salise gecikmez ölümün hoyrat çanı
Etkisi öyle büyük ömür boyu silinmez
Hatırlandıkça o an tekrar dondurur kanı
Nice dostumu gömdüm kara toprak altına
Göçtüler melek gibi temiz Allah katına
Bir kere ezildi mi iflah olmuyor yürek
Her zaman kederlidir ağıtlar yakar sessiz
Geceler düşmanıdır bakışları da ürkek
Boğulur geçmişinde kelimeler nefessiz
Yaşadım, ağladım da bilin ki unutmadım
Sıcak, masum bedeni ölümle çürütmedim
Seda YÜKLER
5.0
100% (12)