9
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
2155
Okunma

Vardır yok olur...
ve geçmiş önemsizdir artık...
bu şiiri ardına koy benden sonra nereye gideceksen yakamoz dolu gecelere as
1-
Ebedi cennetimin pembe güzelliği
gölgem kendisini göveriyor
akşamın morluğunda; haykırıyorum
hüzün yumağıymış hayat: Bilmeme rağmen
yenilgiyle sihrini yitirdi gözlerimin retinası
kendiyle kaldı aynalar
silindi us’umdan senli düşlerim
ölgün doğar oldu gözlerime yeni gün
çıngıraklar elimde; göğsümde gül dikeni
ağıtlardayım
2-
Kırılgan gönlümü bunalttı yazgıyı beklemek
hududu yoktu vedanın sonsuzuna vardığım deniz!
kendimi keşfine adadığım okyanusuna atıyorum
nağmelerini fısıldıyor dalgalar
mavera boşaltıyor vuslat gecelerinde;
en uzun mavisini
çilem yakamoz olup uçuyor
bağrımdaki sancıya merhem oluyor
ebedi kelamın önünde mor dövmeli ürperiş;
ölüm haydi düş peşime diyor
taşınmaz veballer yükleniyorum
selam duruyorum secde edercesine
fecirle tutuşuyor en güzel anlar
-saçlarını merak ederdim
okurdum dudaklarını düşüncelerini anlardım
çaresiz denizi köpürür
bir yanım olan ateşi söndürüp giderdim:
Narına kül olup
artık; eski sevdaya yeni zaman olur
gözlerimde büyüttüğüm yokluğun
işime gelen harfleri yan yana getiririm
içimin yanardağları taşar
demini alır; kıpkızıl
devâ arar soyunurum aydınlığını
3-
Sonsuzluğun çağrısı
şiirlerimin kalkanı!
tutunduğum durgun su!
meçhul düşüm!
şimdi; çağrılar gezinir berrak suları
gülümser bir pınarın ucundan
övgülere dağılır küflü gönlüm
sendin göğsüme taktığım elmas
sendin ellerimde dolunay
sendin titrediğimde sıcağına tünediğim
senden sonra kimseye uzanamam
zirâ anlatacak masalım yok
kalemimin ucunda büyüttüğüm söylence ipeğim
diyarlar uzar: Beni kara şehir rüzgarla karşılar,
çizgidir sabah: Söğütlü hüzün yadırgar mevsimi hasretle
yani ebedi cennetimin pembe güzelliği!
gölgem kendisini göveriyor
akşamın morluğunda,
başlıyor sonsuzu arayış