82
Yorum
139
Beğeni
5,0
Puan
6672
Okunma

-ölüyor şehir ışıksızlıktan-
esmer yalnızlığın kirli sularında
vuruluyor mülteci düşler
ülkem
ucu yanık mektupların karanlığında kalırken
insan yanımızda kalan sessizlik düşüyor payıma
küllenmiş sözlerin içinde ağıtlar
yalan yanlış
cüzzamlı masallar kalmış cepte
ne yana dönsek izler
suskunluğun cenderesindeki bizler
ne çok benziyoruz akşam ışıklarına
akşamla çoğalan eksilmiş sabahlara
zamanın beşiğinde sallanırken umutlar
saniyelerin nabzına vurur med cezirler
inandıklarımızın inanılacak şeyler olmadığını öğrendiğimiz anda
kopar asıl kıyamet
bugün
k-özümü yakan bu şehrin köküne çakıp kibriti
öldürüp soysuz yalnızlığı şakaklarından
ıslık çalasım var ardından
sizin olsun
içinde kaybolduğunuz aydınlığınız
hayatı tırnaklayan çocuğun gözlerindeki
hüzünlü atlasın karanlığında kalayım
nasılsa haziran olurum
ç ekerken iliklerime mezar çiçeklerinin kokusunu
sizler
bilir misiniz
bir ormanın kalabalığında yalnız ölen çınar ağacını!
bilir misiniz
şiirin
vedalara sarılmanın sesi olduğunu!
.
.
hadi!..
tek yumruk olup
çıkarıp üzerimizdeki alfabeyi
-somun ekmek gibi bölüşelim düşleri-
5.0
99% (144)
4.0
1% (1)