6
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
3290
Okunma

—Şiir teyakkuzunda koşuyorum mavi gölgeliklere
Redif çığlıkları atıyorum nesir’lere sızan
Şiire kondurduğum imgeler ham
Kelimeler güz; heceler ölü sanma
Şiir ki gürbüzleşen yarım
Hep seni işitircesine dövülüyor kalp
Beyaz sözcükleri öksürüyor ham yanım:
Denizim: Dilimin yakutlu anlamı
O gün bugün şah olup kuruldun damarıma
Kendimi astığım bulutlardan
Asur mısralar sağaltıyorum okyanusuna
—Yani; şiirler yüksünüyor a benim gözlerimin tövbesi
Kelamın dişi damlaları süzülüyor kirpiğimin ucundan
Dökülüyor yağmur yağmur sayfalara
Bakıp gördüğüm her şeyi, yok sayarak
Sonra mı!;
Düşlerime hayra yorulmuş ana ninnisi sözler giydirip
Ardımda anı defterine elif elif işlediğim
Uğuldayan okyanusun saydamlığını bırakıp
Cepkenimde buruk aşk tortusu
Yöneliyorum ana kucağı -eksiğim maviye
Bu yüzden deniz diyip başladığım her şiir
Uğultuyla geçer dilimden
Bedelini ödeyemediğim bir şehla
Arınarak ve artarak ufka bağlanır;
Ana sütü kadar p / a k.
Kısacası; sen anlatılınca dağılır sis
Sonsuz mavisini açar gök
Bütün mısralara silkinir;
baş kaldırır kıyılarına düşürdüğüm kalem
Ve en nihayet:
İlk deniz öyküsüne k / a r a l a r bahtımı