8
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1845
Okunma

...
Ben değildim, ellerin kadar uzak şehirlere kürek çeken...
...
İçimde bir fırtınanın sessizliği
Çakılı kalınca beynimin orta yerine
Mahsunlaşan evliyalar dolaşırdı
Çoğalan göz bebeklerimde
Sarhoş olmadım hiç bir zaman
Bir fiske bile vurmadım
Ayağımı ısıran karıncalara
Avuttum içimde kalp kuşlarını
İçli içli dövündü
Tanıdığım tüm mezar taşları
Annem kadar uzaktın bana
Yakası açılmış urbandan içeri giren ışıklara aldırmadan
Siyah saçlarını dolardım parmak uçlarıma
Ziyanlığımın bir anlamı olmalı
Mesela durmadan ağlamalıyım
Gülmeyi bir sonra ki aylara yaymalı
Kursağıma düşen aşkın içinde kalmalıyım
Parantez açıyorum
Çok mutluyum aslında
Nazar boncuklarını sıraladım
Sıradağlara, bulutlara, yağan yağmura
Ve senin için ıslanan kirpiklerimde
Çoğalan umutlara
Daha evvel okumadığım kitapların sayfalarında buluyorum kendimi
Kambur bir kedi fırlıyor kelimelerden
Siyah bir martı sesini akort etmeye çalışıyor
Annem bu sefer kesin ölmüş
Toprağı hala taze kokuyor
Elimde bir dua okuyorum
Yüreğimin Fatih(a)sına yas tutarken
Soluk benizli embriyolar düşüyor içimden
Saçlarına kaderin ilk dizelerini takıyorum
Ağlamak, hüzün ve aşk
Alın çizgileri hep taze kalacak
İnce bir yol geçip gidecek hayallerinden
Ve hiç bıkmayacak oturuşlarım
Merdiven başında seni bekleyen bizin gözlerinden
...
5.0
100% (11)