2
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
707
Okunma

Adım adım yürüdüğümüz
Bu dağlar, bahçeler, ovalar
Türlü türlü yemişler, çiçekler, salkımlar
Nerede o kanadı rengarenk
Uçuşan, ötüşen, böcekler, kelebekler, arılar
Hani o dallar, o yapraklar
O endamlı, vakur duruşlar
Yeşilin bin tonuyla bezeli esvaplar
Benliğimize nükseden
Derin derin soluduğumuz saf nefes
Heyhat, şimdi
Sakin, suskun, çırılçıplak kaldılar
Gün doğumu, gün batımı nerede?
Nerede yaldızlı, yıldızlı geceler
Akarsular, dereler, tepeler...
Yolunu şaşırıp, örselenen
Koşuşan, uçuşan, kaçışan(!)
Kozalaklar arasında feryat edip,
Birden bire susuverdi çığlıklar
Ahh kalbim, vicdanımın sesi ah
Hezeyan, kördüğüm
Üstelik alev topu sarnıçlar
Kurşuni bakışlı, öyküsü bitmemiş, soluksuz can çekişen
Tabiatın ölü bedenine kefenlenmiş
Tütsülenmiş et kokulu
İsimsiz mezarlar
5.0
100% (7)