2
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
646
Okunma

Evveli gün uçmağa giden bakire kırlangıçlarla
Sarı pürçekli ay çiçeği tarlasından geçtim
Ağzımda süzülmüş hoşaf tanelerini ayrıştırırken dilim
mısır koçanlarını salladım kınalanmış ellerimle dört bir yana
Gece vakti gözlerimin karasında raksederken sluetim
Yağmur sonrası üzüm bağlarının toprak yollarında sürüdüm saçlarımı
Kumral başaklar arasında gizlenen doğurgan gürcü kuşlarına imrendim
Tılsımlı kokular sürdüm boynumun ateşli duvarlarına, çanı çaldım
Kandili yaktım, İsaya sarıldım, Alex’i kucakladım
Puslu gecenin sancılı nöbetlerini y-aşarken
Dudağımın kıvrımında bestelediğim resitaller eşliğinde
yeni doğmuş buzağın avuzundan içtim kana kana
İstemsizce mavi karıncaların mezarına bastım, kavradılar bileğimden
Sarsıldım, örselendim, ötelendim
örüstü düştüm sütüm aktı göğsümden
Ben anechka
Yıldızlı temmuz akşamı doğmuşum anadan üryan
Uzun siyah saçlarım belimin gezegeninde uçuşurken
Uranyum sarmış bahçemin tenha köşelerinde
Tütsülenmiş pembe dudakların giriyor düşüme
Güneş, ay, aragon kadar kokulu ham incir
Olgun şeftali, pelteleşmiş kayısı, gelincik şurubu
Turuncuya çalan sararma vakti evveli akşam üstü
rüyamın ortasında yırtılmış çarşafı teğellerken
mabedimde kibrit kokusu, mum yanığı parmaklarım
teninin her kıvrımında ihtiyarladı aklım
Ben anechka.
Gözlerim israil kuşatmasındaki filistin kadar mağrur
Perdesi kapalı, peçesi mühürlü, duvarlarıma kurşun yağarken
Yüzümde şarapnel parçası gelmişim geçmişim
yağmacı kuşlar, özürlü parmaklarım, ensemden vuran ağrım
darağacında sallanan onca yurttaşım, kandaşım
bağdatım, şam’ım, ibranice okuduğum dualarım
Nefesim de barut kokusu zilzalaha okuyan peltek dilim
siyanür çığlıklarıyla çalkalandı gırtlağım, beyaz tenim
Bastırılmış acılarımda bitmeyen Anadolu ezgilerim
Bir arşın boyum, kesilmeyen sözüm, sazım, türkülerim
Saydam dokunuşlu kemikli ellerim hücremde voltalarken
Mavzer kadar keskin, ıslık kadar çığırtkan son nefesim
Omuzlarıma döküldü soğuk suyum, bereketim
asayişi berkemal olmayan ölü duruşumu kefenledim
ben anechka
duvarda aciz yelkovan gözlerinse
alfabemde okunan konçertoyu kim çaldı
ince belli aşüfte uykusuzluğum gün göstermezken
manavgat şelalesinde yunarken kardeşlerim
yılkı atlar ülkesinde, kambur kediler çarmıha gerilen asayı tutarken
ikindi vakti çağan güneşte tek tek dağıldı tespihim
rahlemi kaybettim, musafımı okurken, cüzüm dağıldı
harflerim döküldü, ayın gayın sad dat..
fatiha da durdum, tahiyyatü de teslim, ağıtlarım yaşmak bağlar
ipek yorgan, sadeleşmiş yüzün, yine ilkbahar bahçem
tomurcuk açar eriklerim, kalbimde ismin, imece usulü direnişim
iri tuz tanesine okunan üç ihlas bir fatiha gözlerim
ilk cemrem, ilk dokunuşum, mor sümbüllü döşeğim
evveliyatım, ahirim, yirmi dördüne düşen kandilim
yağmurda ıslanan saçım, akan sütüm, yarım kalan şarkım
yer ile gök arasındaki sızım, ceryanda kalan sancım
çarşambaydı seni ilk kucaklayıp akarsuya bırakışım
ben anechka
...
5.0
100% (11)