6
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1622
Okunma

Gecenin soluk yüzünde arıyorum renkleri
Belli belirsiz gölgeler
Duvarımdan salınarak geçiyor
Kırmızı dudaklarından akan
Sarısı gözlerinden belli bir kadın
Dağılmış saçları her yer siyah bir tufan
Ellerinde dünden kalan cam kırıkları
Ayaklarında yeşil iskarpin
Kaldırımda volta atıyor nefesi
…
Burası soğuk, burası senden yok-sun
Garip bir eylül, sabahına hızla yol alıyor
Duyuyor musun?
Tarlada ötüşen kuşlar sustu
Yağmur sustu, rüzgar sustu
Ağacımda yaprak sustu
Annesinin memesini emen çocuk sustu
…
Acım acımın üstünde
Zoraki
Can vermenin derdinde
Nöbet nöbet susuzluk
Dilimde kızgın lavlar
Hissediyor musun?
Matem var havada
Sızılarım can çekişmenin derdinde
Kanıma işleyen ateşin
Kızılca kıyamete gebe
Şimdi
Susuş sensiz iki kelimenin arası
Ziyan olan tutulmalarımda ay peyda oldu
Sancılı dönemimdeyim gel !
Sensizliğin kınından
Bir piç gibi düşürüyorum
Gecenin uzun bacaklı karıncalarını
Şimdi sigaramın ucundan tüten seni öpüyorum
Islaklığı değerken dudak kıvrımlarımda
Gözlerimde birikiyor arzular
Son ıslığı çalarken dilim yalpalıyor
Birer birer çoğalıyor
Mum ışığında biriktirdiğim
Serçelerden arta kalan çığlıklar...
Daha yeni başlamışken merdiven hikayelerim
Yüzünü geçen astarına sövüyorum hayatın
Mayhoş tadın dolanırken trabzana
Terin yakarken tenimi
İnliyor katran karası gözlerinde
Büyüyen nefesim
Boğum boğum buğusuyla
Örtüyor gözlerimi....
...
...
5.0
100% (11)