Sözü sulara tutmalı derdim

sözü sulara

bu kirli çocuğu tanıyorum alıp anası leğende yıkadıydı avluda
koşup anneme kızdım beni neden salmıyorsun sokağa!!!

annem beni herkesin derdine yanayım diye
kaynar sularda yıkayıp yanaklarıma hawilland sürdü
upuzun saçlarımı sımsıkı taraklarla tarayıp
hasır örgüler ördü

bundandır sınıf farkımız belki bundan
o kipkirli çocukları açlığa savaşa ve matemlere yakın kılan
luzumundan fazla korunaklığımız bizim

Şiir konuşturur, koşturur kaplumbağayı, hatta akardır öylece akar ardı sıra Karasu

g'özlerinden tanırız

Suyu suya tutmalı derim, susyu susayana.........


Sevgiler

her şeyi anlatan ve her şeyi olan işlenmiş bir çini gibi dizeleri yazan ustaya teşekkürler .

Çok güzel yüreğinize sağlık kutluyorum sevgiler saygılar selamlar

yüreğine sağlık gerçekten güzel şiir :)

Yorum yapmıyorum, yapmak istemiyorum. Şimdi bir kez daha okuduktan sonra, geriye yaslanıp gözlerimi kapatacağım ve arınacağım, ''parmaklarınızın arasındaki tütün lekesinin hatrı için'', ''sessiz bir nehir gibi usulca''... Nilgün hanım! Artık şiirlerinizi okuyucudan kısıtlama lüksünüz yok. Ne olursunuz söz dinleyin, kitabınızı çıkarın :) Mutlaka imzalı bir tane isterim :) Kıbrıstan sevgiler, saygılar...

Günümün şiiri... sevgimle can....

bulutun çağırdığı yağmurdan,göğün söz verişine kadar,
şiirin asma köprüsüne tutunarak geçtim içindeki maviye..
düşgücüm,her şehrin girişine bir şiirin iliştirilsin diyor ruhuma..
sen yitik herflerin pusulası..nehirlerin okyanuslara aksın sonsuza kadar..
sevgilerimle Nilgün şairim..

Bir insanla başlar çoğalmak ve bütün insanları kapsar,

o insanla karşılaşılsın yeterki,

tebrikler,güzeldi yine,

sevgiler..

sessiz, sensiz uslu uslu göğe bakıyor aklım
gönlüm de sisler var
seni daha net nasıl görebilirim

bu ömür anlaşalım
seninle karşılaşmalıyım
hadi şimdi biraz yağmur yağsın
gittikçe esmerleşen gecelerden kurtul da gel
tenime su kat
yoksa ölmenin yasası işleyecek
canım kuru


seni öyle güzel bekliyorum işte...

içimdeki mavide yer var, belki biraz solmuş olabilir
bir gök söz vermişti, denizi bulduğumda eriyecekmiş gölgeler
parmaklarım arasındaki tütün lekesinin hatırı için
sessiz bir nehir gibi
hadi şimdi usulca çoğalıver...


tebrikler siire ve yazan yürege...

bu ömür anlaşalım
seninle karşılaşmalıyım
hadi şimdi biraz yağmur yağsın
gittikçe esmerleşen gecelerden kurtul da gel
tenime su kat
yoksa ölmenin yasası işleyecek
canım kuru..

bir ömür anlaşalım


anlaşalım
sen beni say
bense ıslatayım aklımı senli yağmurlarda..

ruhumun dipnotu olarak iliştirdim ruhunuza

harikasınız hocam

sevimlesiniz

lamour

öyle mavi mavi cogaldi siir
dizelerin arasinda yüregini dinledim durdum..

hadi gel anlasalim :-))
siiri *** seviyoruz
kendimizce ...

cokca sevgimle

YILDIZ

Sarmaş dolaş ediyor okuru...


Hadi gel de " saçımın teline benzeyen, iki tel yorum" yaz şimdi.


Karmakarışık bütün duygular... Açılmıyorki, saçım gibi.

sessiz, sensiz uslu uslu göğe bakıyor aklım
gönlüm de sisler var
seni daha net nasıl görebilirim

benimde;(((( ama daha net görebilirirmiyim işte onu bilemiyorum şairem.. sevgimle ve her daim saygımla...

birkaç asır geç kaldın
hadi
bir ömür anlaşalım
tenimdeki kentte kendini bul, uzaklaş ahalinden
içimdeki mavide yer var, belki biraz solmuş olabilir
bir gök söz vermişti, denizi bulduğumda eriyecekmiş gölgeler
parmaklarım arasındaki tütün lekesinin hatırı için
sessiz bir nehir gibi
hadi şimdi usulca çoğalıver



takatsiz bir ülke gibi, ılık ılık susarken ağzın
inadına inadına öpeceğim
zaman uzasın bırak
az sonra karnaval var

pusuya yatmış
göğe dahi sığmıyan derin ama huysuz tutkum
benden yana zarar edecek bu yüzyıl
tüm servetini savaşa yatırmış
inadına inadına öpeceğim
aldırmadan imbâtın bıyık altı gülüşüne
daha deli seveceğim seni, yaşamı keşfeder gibi
dışardaki feryada ders verir gibi


rüzgâra benziyorum biraz
esersem bomba ağırlığı dinlemem
kavganın tuzu, postal sesleri, dağların yer değiştiren gölgesi
bu devirde öyle bollukta ki
masumiyet düzene yenildikçe
beynimdeki dikenler bu anlamsız karmaşaya kafa tutuyor
yarısını sana vereyim kuşandığım rüzgârın
esvapları çürüten teri kurutalım
leylak kokulu şiirler ölüm romanlarını yenmeli

biraz yağmuru özleyen toprak gibiyim
tarih denilen savaş masallarından alacaklıyım
şu kemikler şehirleri doldurmuş, etlerine yaban
yaşıyorlar tamamlanmayacak bir yetmezlikle
tek bir bulut kalmış kirlenmedik
o da ne kadar tedirgin
aldım cebime sakladım
bir buğu o
biz gibi
hisset
öpüşümün tadı ve aynılaşan parmak izlerimizi
tek kelimeliğiz
yaşamak





sessiz, sensiz uslu uslu göğe bakıyor aklım
gönlüm de sisler var
seni daha net nasıl görebilirim

bu ömür anlaşalım
seninle karşılaşmalıyım
hadi şimdi biraz yağmur yağsın
gittikçe esmerleşen gecelerden kurtul da gel
tenime su kat
yoksa ölmenin yasası işleyecek
canım kuru


seni öyle güzel bekliyorum işte...

içimdeki mavide yer var, belki biraz solmuş olabilir
bir gök söz vermişti, denizi bulduğumda eriyecekmiş gölgeler
parmaklarım arasındaki tütün lekesinin hatırı için
sessiz bir nehir gibi
hadi şimdi usulca çoğalıver...





Çok güzel anlatımdı üstad, severek haz alarak okudum
Yüreğine kalemine sağlık
Kalemin daim olsun
Saygılar selamlar