ÇÖKÜŞ / MARTI ÇIĞLIĞIdalgıç kuşlarının "tam tam" dansıyla uyandı hırçın yüzünde ağdalı köpükler taşkın eteklerinde bi dolu öfke ejderha kuyruğu gibi sallandı deniz ahraz kayalarsa yosun kokulu saçlarını maviliklere savurdu... ..... susak toprak bulutsuz gök terli hava oysa kadın üşümekte en sivri kayanın parmak ucunda birazdan dalından ayrılacak yaprak kadar sarı yükseklerde salınan bayrak gibi nazlı... hâlâ uyuyan sahile inen gözleri yağmur kadar ıslak... sardunya kızılı saçları rüzgârda ıpıl ıpıl kadın/da tır dolusu öfke kuzey kutbu kadar soğukluk usunda hiç dinmeyen ağrı... ardında gürültü uluyan bir şehir ruhu kirli sokaklar, dudağı karanlık kusan kötürüm insanlar... umutsuz yarınlara köle çocuklar ..... gün usul usul yol alırken dağların doruğunda gökçe durgunluk eteğinde yüzü düşmüş sarı çiğdemler sanki... hüzünlü v/edanın sesiz hıçkırığı... susak toprak terli hava üşüyen sessizlik kadın ince bilekli kollarını son kez kanatlandırırken maviliklere... kulağında ıslak kumların yırtık ezgileri işte ışık işte ayna suya yansıyan harelerde kaybolan varoluşun, iç çeken yankısı kadının buzlaşan ağırlığı, taşlaşan yüreği... son nefes göze inen son perde ...... yine de yok ki...aldanmışlığın çaresi, kirletilmişliğin arınması taşarken sular, yıkılırken tüm duvarlar... ve hep martılar çığlık çığlığa... Şiirime güzel sesiyle ve muhteşem yorumuyla can katan Sevgili Arkadaşım BENSENO’ya ve güzel yüreğine sonsuz teşekkürler ederim..Her daim Sevgilerimle..Saygılar........ ayşe uçar 19/04/2012 |