4
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
433
Okunma

bitap geceleri sırtladım
dânişmend dağların karlı dudağına bıraktım
sonra yaşadığını inkar eden ağaçları buldum
ve sevdiğini yalanlayan seslere
kulak tıkadım
avuntular eşiğinde durdum
belki beni bulursun diye üç kulhu bir elham okudum
azala azala ölüyordu günler belirsizleşirken yollar
alacakaranlığın kucağında oturan yalnızlıksa
sinsi sinsi gözlerimi oyuyordu
bir ses olmalıydı belki bir dokunuş
yalnızlığı öteleyen ve umuda yol açan
ne anahtar ne kilit elinde bir şey yoktu
ömür mapushanesi denilen
zindanın
sen de yoktun
ağaçlar haklıydı belki
sevmediğini söyleyen dillerde
yalnızlığın üzerimi örten yedi katlı yorganıysa
ısıtmıyordu hiç sinemin turuncu şafağını
kalbimse mutmain değil yaşadığı bu arbededen
üşüyen çatılar ağlak çörtenler gibi bulutlu ellerim
yaslı ve sisli gözlerim
madem ki ziyandayım
işe yaramaz hayalini alda git
çıra dibine kör dumansız ateşini söndürde git
ilenç yemiş fersiz ruhumu bırak sarfınazar et beni
lanetli belâ sevdanı alda git
götür at beni terk edilenler
mabedine
usul usul soyunurken ruhum tenimden
rüzgârla çoğala çoğala artar ağaçların gür hışırtıları
dinledikçe azgınlaşan seslerin uğursuz uğultusu
ve söylenenlerin haklılığı
kanıtlarken
kapım duvar pencerem kör olur
bense duvarlarda dalı budağı kurumuş
-ölü sarmaşık
...........
ayşe uçar
19102024
06:34