Yitik kentlerin sokağında kayboldu özgürlük
Yarasa gözlerinden ölümü kustu ruhlar
Son ışık huzmesi de silindi yüzlerden
Tiz seslerde döküldü aynaların sırrı
Gizlendi yıldızlar yokluğun ötesine
Sallandı arzın merkezi

Ay çıldırmış, göğün kirpiklerinde sağanak
Dengeler pimi çekilmiş bomba
Yaşananlar giyotin artığı, suretlere sıçrayan kırmızı

Oysa, Adem de Havva da masumdu
Kuşlar mutluluğa, kelebekler sessizliğe uçardı
Pınarların suyu gibi berraktı, bakir dünya
Bilmezdi matem rengini bulutlar

Paslanmamıştı henüz yürekler
Nurların şavkı vururdu masum yüzlere
Ekmeğin peşindeydi nasırlı eller
Hiç barut kokmaz , kan tutmazdı

Sokağa henüz düşmemişti aşk
Sahte sevişmelerde ter atmazlardı
Tutkulu ve mağrurdu aşıklar
Ferhat ile Şirin’i aratmazdı sevdalar

Alın terlerinde emek, azıklarında umut
Heybelerinde sevgi taşırlardı
Maskeler yoktu yüzlerinde
Mertliği kimse vuramamıştı sırtından
Kimse alkış tutmamıştı hainliğe

Bir buse dokunuşu sessizliğinde
Kimsenin ciğeri sökülüp alınmamıştı
Tanrı ilan edilmemişti bazıları
Henüz merhamet can vermemişti vicdanlarda

Artık, son bulmalı kerahet vakitlerinde ki çılgınlıklar
Sessizce can vermeli günahkar ruhlar
Dökülmeli eteklerdeki taşlar
Korkunun boşluğuna vurulmalı sandalye
Yağlı urganda sallanmalı iblis

Kanatmalı kabuk bağlamış tüm yaraları
Neşter vurulmalı iltihaplanmış irinlere
Yıkık şehirlerin altında kalmalı
İhtirasın ölüm kokan çiçekleri

insanlık özüne dönmeli
Sırrına ermeli yaradılışının
Silmeli alnından kara yazgısını
Dağ rüzgarlarından savurmalı
Sevdayı çorak gönüllere
Korkmadan yaşamalı hayatı çocuklar

Şimdi, saya güvercinleri muştulamalı barışı
Sükut içinde beklemeli güneşin doğuşunu




Saya güvercini : havada ritmik hareketlerle kelebek gibi dans etmeyi seven bir cins güvercin .



Şiirime güzel sesiyle ve muhteşem yorumuyla can katan değerli arkadaşıma BenSenO’ya sonsuz teşekkürler ederim..Saygılarımla...





flycan57
Ankara
15 / 02 / 2010