bir uçurum çiçeği
bir güz güneşi sessizliğinde sesleniyorum sana
yanı başımdaki taşın boğunuk inleyişini duydun mu
hissetmek istemediğinde
duyamazsın


hırçın tırnaklarınla
söküp attığın bir ömürlük sevginin kanatlarıdır belki aşk
aşkın yolu bulmacalardan yıkık köprülerden kördüğümlerden
kor yangınların ölümcül acıların çığlıklarını
işitmekten geçer


göğü saran duman gibi puslu
bazen de yüzünü yere eğen bulutlar gibi sağanak sağanaktır aşk
başı düşmüş bir güvercin gibi çaresiz eceline susamış
bir ölümlü gibi zayıftır


kalpten kalbe yürüyen kaçak bir yolcu gibidir aşk
istersen Tanrı misafiri gibi ağırlar el üstünde tutarsın
istersen öteler kapı dışarı atarsın


seviyorsa insan
büyülü bir sarmaşık gibi sarsın ister bedenini
zora geldiğinde sıksın kalbini ruhunu hıncını alsın aşk
aşk zorbadır aşk çetin cevizdir
unutmayasın aşk
yılmaz yıldırır


yerine göre zamanına göre
akan suyun rengine göre değişir aşk
bazı vakitler avuçlarından uçan sevimli muhabbet kuşu
bazen de şehvetli bir azgın fırtına gibidir
sıcacık sararken teni
alev alev
tutuşturan


bir yaz günü rahatlığında
dik yokuşlardan dar patikalardan sesleniyorum sana
yanı başımda göğe yükselen ceviz ağaçlarının tepesinden
yapraklarında oynaşan uçuşan kırlangıçların ötüşünü duyuyor musun
hissetmek istemediğinde
duyamazsın


aşk bir gönül işidir
işine odaklanmazsan kaybetmek kaçınılmazdır
seçimse kalp ruh beden üçlüsünün infaz kararındadır
ya affedilir bağışlanırsın ya da sürgün yer
uzaklaştırılırsın


aşk
kimilerine
cehennem kimilerine cennettir
kimilerine hem eza hem ceza kimilerine de
hem şans hem ödüldür


yani şansınıza bahtınıza kısmetinize ne düşerse artık
küsmece darılmaca yok





...................





ayşe uçar
29102024
09:02