1-

sırlara karışır gibi kapımızdan geçip gidiyor kış
nergis kokusu hatırlatıyor evlere
zemheri göç halindedir
dökülüyor saat külesinden zorlu bir güzün kalıntıları
martılar konuyor şadırvanlara
çoşkuları karışmış iklimsiz yalnızlıklarımıza
çığlık atıyorlar, şaşırmışlar üzerimize sinmiş eleme
hastamıyız acaba güvercinlere soruyorlar
zannediyorlar ki kaldırımları kalabalıklaşırsa
şehir son verir acılara
ve denizin laciverdi tütsüler kuraklığımızı
bilmiyorlar gözleri denize yakınların
uzak bozkurların sancısını yüreklerinde taşıdığını

2-

teneşire uzanan yolların ızdırabı her şehirde aynı
kül dilini konuşan bu coğrafyada
lehçeler farklı , yaşam pamuk ipliği
ölümler olağan değil, skandal
yaşam, en doğmamış özlem
gecenin hayatı ruhsuz, gündüzün kalabalıkları
hayat bütün çarpıklıklarıyla güneşin altında
ve bütün kanamalarıyla gecenin koynunda
21 yüzyıl ısssızdır tüm şarkılarda, nakaratı ecel
hiçlikten eğilmiş omuzlar yitirilmiş düşlerin ağrısıyla uyanır
sefil hüzünler yağmayacakta ne yağacak gökten


içimizde aşkta olmasa diri kalmak neyimize
toplum nazarında büyüdük
uluorta sevişilmiyor sevdalar olmazlıklarda gizli
şiddet kokusuna aşina, husursuz soluğumuz
niye çocuk kalmadık neyimiz eksikti be
bakalım ve susalım put donukluğu sabahlara
araf gölgesine sığınıp gövdemizin
teslim olalım yasalarla yazılmış yazgımıza

3-

ah bu kadar küsmek.. ah bu kadar
rüzgar her aydan ruhuma ayaz mı taşıdı ne
bir anlamı olmalı şakaklarımdaki uğultunun
göğe bakıp uçmak, denize bakıp gitmek arzusunun
nabzımda bu suskunluk hiç tekin değil
Tanrım bir sevdanın çoşkun akan şiirinde
barıştır beni nille


Kurtuluş-

karşıyaka vapurundayım
gülüşüme söz dinlemez bir çocuğu iliştiriyorum
onun gözüyle bakıyorum sıkıntılı bulutlara
umuda hiç ihanet etmeyen martılara söz veriyorum
alnımdan def ettim karamsarlığı
yıkılanlara değil hiç kurulmamış düşlere
şiir biriktiriyor gözlerimin feri
sükutumda gizlediğim üşümeler heyecanlanıyor
yüzümün yarısında hava değişmiş bile
yılmayan direnç, bahar demini aldı
öbür yarısında hışımla sevmek seni...