3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1353
Okunma

Koştu
Yetişeceğini zannediyordum
Sonra yere düştü
Kalkmaya çalışacağını zannediyordum
Denemedi bile, başını dahi kaldırmadı
Sustu sadece
Dinlemek istedim dudaklarındaki hikâyeyi.
Ilgıt ılgıt nevbahar,
Çilek kokusu,
Hiç oralı olmamış limonatalar
Hepsinin de oralı olduğu bir masal anlatmak istedim
Yüzüme dahi bakmadı
Dönüp arkasına dahi bakamadım
Gazetenin son sayfasına geldiğimi zannetmişti.
Gök daha güzeldi, yağmur yağıyordu
Haritada parmağımın boğum kısmı
‘sıfır nokta beş santimetre’
Övünmek için geç kalınmışlık
Plazanın zemin katında sidici Seyfi
Döktüğünü hiç bilmiyordum küllerini
Son model arabalara!
Saçlarının her teli bir gün gibiydi
İnleyişi mevsim
Yaşlarını görsem kerestelerin ardından
Her şey zift olabilirdi!
Yüzüme bakmadı
Ayağa kalkmadı
Öylece oturuyordu hâlâ
Telefonunu gördüm az ileride
Elime alınca bir şey diyemedi
Yere bakıyordu
Sustu.
Gitmek istedim,
Gidecektim;
Biliyordum herkes gibi
Aldandım.
Ve tarifi beni aldatmadı aşkın
Soysuz bir İngiliz atının mezbaha macerasına atılır gibi
Giderken ‘dur’ dedi.
Durdum,
Arkama dahi bakamadım
Doğan güneşin dudakları çözülmüştü
Bir şey sormalıydı, soracaktı da:
-Gazeteniz son sayfada, bana verebilir misiniz; ben de okuyayım!
Gazete okumaya sondan başladığımı bilemeyecek kadar uzaktı bana.
Yürümeye devam ettim…
5.0
100% (6)