9
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1447
Okunma

Ne kadar uzakta olursan
O kadar derine saplanır özlemin
Müjgan
Tel tel ıslanırken uçlarından
Bir ışmar var tebessümünde
Hatlar belli kolay tuvale vurması
Renk seçimi düşünme sen
Yüz ifaden var ya işte
Gökkuşağından süzülen
Çatlayan dudağa dem olursun damlayan
Dilin üşür sevda türküsü çalmadığın zaman
Külün zümrüdü anka değil müjgan
Savrulursun
Rüzgarın hüzün kıran
Hiç bir mevsim özlenmez onun kadar
Bir gülüşüne coğrafya bayram eder
Yıldızlar serpilir yüreğinin üstüne de
Bağrını sökerek aldığın aşk
Azrail telaşına bürünür gizlice
Haberin bile olmaz
Tan dökülür en derine hayalin
Müptela bir yağmur buğusu afetlere denk
Kırptığında gözlerini
Bin papatya yaprağı yere düşer vazgeç
Zaman yanılgısı müjgan
Her anı zehir zemberek
Kolaysa parlak bir sarıya boya güneşi
Yüzün böyle ekşiyken
Anca akşamın alacası geçer gözlerinden
Yeniden doğmayı beklerken
Gün batımında ölürsün
Aldatan bir masal var hala çocuk zihninde
Hükmedemez yenilgiye beden
Kayıp giderken kamburu çıkmış yıldızlar birer birer önünden
Ansızın düşer dileklerin yusuf kuyusuna
Eksik kalırsın
Ayın kızılcık şarabına değince dudağın
İçini engin bir hüzün kaplar
Sancılarla aldığın bu emanet canı
Yedi kat yerin dibinden tutuşturur kızıl bir alev
Ah müjgan
Mahur bestelere gölge olan dalların
Tel tel ıslandı uçlarından...
5.0
100% (12)