8
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3325
Okunma

hayat her zaman bukadar cömet mi sandın insana
yeni bir yaşamın küllerine sarılmak olmasa
susturulmuş bir yüreği
ağlatırken gecelerin elemi
tükenirken yitik gönüllerde ağır ağır aşk
dinmez sızısı toz kanatlı kelebeğin
susmalara teslim olmuş yüreği
yokluğun kadar acıtmaz hiç bir şey
yıkık bir viranenin ortasında
kanat çırpar kelebek
inadına
direnir kara kışa
uzaktan renkli görünen hayat
kanatlarıdır aslında kelebeğin
üç günlük ömrüne inat
yıldızlara takılır bir yanı
bir yanı içerler rüzgara
düşünür
ne gelen olmuş, ne giden
ve süzülür saydam bir pencereden
küskün bir gelinciğin kırılganlığından
yeni yetme bir yaprağın naifliğinde
alaca rüzgarlara bürünmüş
damla damla süzülür aşkın göz yaşları
düşer içime tan kızıllığında yokluğun
yayılır tüm ücra köşelerime
artık yasaklı bana sözcükler
ay ışığında dağlara dağılan
asi bir küheylan gibi içimde heceler
hadi, koy ellerini yüreğinin üstüne
ve ışıltılı bir bıçak keskinliğinde
vur damarlarımdan aksın kanım
süpürdüm yıldızları birer birer
gecenin kanatları altında
farkında olmadan
söndürdüm ışığını çoban yıldızın
şimdi, güneş kucağımda
veda gibi tüm yakıcılığıyla
ey yar !
ben sana yeni yetme bahar olurken
sen yaşattın bana kara kışı
ondandır, gücendi aşk
artık hiç bir iz yok bize dair
farkında değil misin ?
bu bir kelebeğin kanat çırpışı...
5.0
100% (7)