1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1947
Okunma

Geri dönmeyen vedalara ithafen
bilsen kimleri azat etti içinden gecenin kör yarısı
bu şehir de ne kanatlar kırıldı bir bilsen
ağlama sen
yıldızlar bile dağıldı gökyüzünden
teni mavi
sancısı esmer
vedası sarı yeni sevdaya vuruldular
ömrün ölü sessizliği bu
ağlama
belki de ahvaliydi
sisli bir gecenin amansız ruhundan
aydan çekip giden ışığın
yaz anlamaz güzün halinden
bekleme
geri dönmez bir kez giden yorgun adam
ilahi acılarımın sancısı
düş görmeyi unutan yaralı ezgim
kanayan yurdum gibisin
başkadır çaresizliğin ihtişamı
yakından tanırım onu ben
dermansız bir yürektir sahibi
dokunsa kahrolur satırlar yazılmaz
avutamaz hiç bir teselli mağlup kalbi
silemez titreyen elleri
ne kaderi
ne talihi
ne de acınası gerçeği
ekmek kokar ıstırap
süzülür içli bir çığlıkla ömür
ve melal bir yalnızlığın
kimsesizliğidir bu
ne kadar çınar varsa yıkıldı bir sen kaldın bende
bir de suretin
ağlama
Gülse gülemez ezikliği
ağlasa ağırlaşır gözleri kaldıramaz
yiter sesi
yalın kalır yüreği bastığı yer misali
nerede o yitirdiğin canlar
çağırsan geri döner mi elim vedalar
yeniden hızlı atar mı kalbin dermansız bedende
katledildi duygular
israf var memlekette
ağlama
ah benim ağıtlarım
ne vakit duysam sizi
yanarım
önce bütün kuşlar gider
ardı sıra umutlarım
küllendi bu şehir
tükendi
bitti
yarım ne kaldıysa
hepsi yetimler sokağına taşındı
kara kışlar doldu ceplerine tel tel
iklimlerin hiç biri onlardan yana olmadı
hep geriden güldü ay yüzlü garipler
hangi merhem kâr etti yaralarına
hadi uyu yorgun adam
üzerini ben örtüyorum yarım kalan sevdamla...
5.0
100% (10)