/Esaretin Çingene kervanından satın aldığı abajurun
Hücrelerinde sergilenen dağınık ışıklar ve İambe nin kuru elleri/ ne



-I-

Renk körü bir tapınaktı örtü altındaki bakışların
Ruhumu girdabına basarken öldüren

Kokun Ayaklanıp serin sular içiyor yapay kaktüsümden
Sulak geceden kuru mendillerimizi çekiyoruz
Halay misali

Aç tutkularımı

/Doyur İambe/


-II-

Üstüme kepçeyle kum atıyor dişlerin; takırtısız
Kırık burnum durduğun martı dünyasına el sallıyor
Batık kayık içinden
Silikonlanan çatlaklarım sızdırırken yanık maceralarımı
İçim seni içiyor yeşil kaptan
Kararsız hayvanlardan kokumuzu aşırdım

İçine

/Çek İambe/

Tebessümün gamzelerimi uyandırırken
Bozuk mutluluklar fırlatıp kaçarım bu kıyametin soğuk rüzgârından
Doluşmak için çukurlarına


Aklıma tükürse de dokuz başlı tanrılar
Kısraklarımı otlatırım organikleşen rüyalarımda


Yas türküleri yazar kanımdan korkularım
Yağmurun kollarından sıcağını yaratır
Sesini ölü gezegenlerinden toplarım

Türkümüzü

/Söyle İambe/



-III-

Kim o yolda gezen
Henüz doğan ay mı yoksa esmer güneş mi?
Baldırlarıma dolanan
Ensemi yakan
Kırık diriliğimi haykıran

Yakışlar ve sarışlar eşliğinde
Süzülüyorum beyninin semalarında

Yaşının laneti devrilirken adam figürüme
Sakal yerini yüzüncü yıl dişine bıraktı dökülüp

Üstüme okunan büyü
Aklımın ateşinde hamlığını pişiriyor

Acemi doğuşlar
İlk kez göğe kavuşmak üzere

Laleli bahardan kan kırmızısı elbise diktim
Teninde ölmeye geldi

/Giy İambe/


-VI-

Ölümlülerin şehri hazırlanıyor gösterisine
Hastalıklardan papyonlarına desenleniyorum

Hissediyor mu bedenin kendi titreyişlerini
Bahçemin otları arasına düşecekliğini
Kabul görmeyen hediyelerin ezilişlerini
Islığı beceremeyen poyrazın artık tekinsizliğini

Son esişten bir beste yakaladım

/Dinle İambe/

Oynaşan tenekeler us dileniyor göz açanlardan
Çöp denizi kıyısında

Kırmızı şarabı getirirken tulum içinde
Çıplak tanrıçalar
Sarhoş atların nal izlerinden geri dönecekler
Bizi anlatmak için heykel kalıplarına
En erken yüz asır sonra kalıplarımız satılacak
İhanetsiz kıyılarda


Korkmadan
/Yudumla İambe/


-V-

Aydınlığın sevişmemizden doğan cesur iki mühür
Gözlerin ve küllerim
Kamçı izi yok öte hayatlara

Islak gece çoktan kurudu parmak askımızda
Çıtlat hayal kopçanı kürek kemiklerinin arasından
Sonra söndür aklındaki ışıklı anıcıkları

Mumları

/Üfle İambe/


Irmak koynunu açarken gündüze
Neyi var neyi yoksa çalacağım uyanmadan
Akıp gideceğiz düzensiz ütopyalara

Sihirli tırnaklar ayalarımıza batacak; acısız
Gülen kurdeleler takacağım örgü aralarına


-VI-

Beyin yarasalarımın memelerine dokunup
Henüz emilmiş boyun izlerine dolacağım
Gecenin tutuşan bölgesinde uzanacağız is kokusuz

İki inek olacağız ahır kokan
Çamura doymayan iki domuz
İki kırmızı şarap ruhu
Çiçeğe ölen iki mavi arı

Külrengi kedilerin tahta mezarlarında
Köpekleşen suretlerimizi zımparalayacağız
Düzelen elmacık kemiklerime dokunmadan önce

Nereli olduklarını

/Hatırlat İambe/






-VII-

Fırtınadan sedirler açıyorum kalçana
Yosunlardan bakışlar uçuruyorum bakılmamışlıklarına
Kibirsiz dokunuşlar uzatıyorum terle kapanmış gözeneklerine

Sokak kahkahaları atıyorum solmuş rengine
Beyaz derini ovalıyorum Zümrüdü Anka tepelerinde

Ismarlıyorum düzenkuran çiçeklerini
Düşülkemden

Uzuyorum yıldırım sonralarında
Doldururken dilsizliğinin ebelerini
Kemiksiz ruhlar havuzuma

Bir onlara bakıyorum bir de sana
Bir dillerine bakıyorum bir de senin olmayanına
Çektim boğazlardan dilleri

/Konuş İambe/




-VIII-

Kaçış ardı yağan mutluluk şimdi ıslatan bizi
Suskun dudakların kör gözlerime eş; yarasız
Donuk derelerin karına soluğumu feda ettim
Ölümüm sıradan bir ışık için değildi
Matemine pembe bakışlar getirdim/gör ve

İlk kere

/Öl İambe/

../



-IX-

Ölümün en güzelini çiz bize alış ressamı
Sonra sat bizi görsele düşkün aristokrat tanrı çocuklarına
Yeryüzünden tırmanan seyyahlar izlesin onları
Birkaç sayfalı alay kitaplarına değil
Sonsuz sayfalı düşölüleri kitaplarının her sayfasını mühürlesinler

Bir göz ve dille
Utanmadan sat çıplak varlığımızın görünmeyen sır giyinişliğini




" Çok sevgili ALİ SEVİMLİ YE teşekkürler.....

...