3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1379
Okunma

tiyatro sahnesinde bir kadın
üstünde salaştan elbise
devrik saçlarına yapışırken spot ışıkları
göz altı çukurları
çöken kemikleri ağlıyor sanki
sahte yüzler
asılmalı davranışlar bedeninde geziyor
kaçmak
sıyrılmak zincire bağlı
büründüğü rol hayatın yalın aynasına yansıyor
dulluğun sardığı ağ çevrelerken tenini
nefesi değiyor kızgın mıha
dövmeli meme ucu emilirken gece yarıları
mizahi bir gülüş atıyor yaşama
aslında
cinsel iştahı çoktan soyunu tüketti
artık hiç bir erkek
hiç bir ruh aklayamaz kanayan canı
oysa sanatı her derde deva bildi
sadece sanat için soyundu
üryanlığı
adamsal koyunlara otlatmadı asla
ilk defa
paris de sevdi aşkı
zorba’nın muntazam tutkusu çökertirken şehri
paranoya bir haz kırdı şahlanan dikenleri
daha önceleri sadece öpüşen beş duyu
yatağa salıverdi kendini eyfelin gölgesinde
üç gün
üç gece sevişti kadın
garip sarhoşluktan ayılırken tan rengine sipariş verdi
o an
ele alınmış tüm sözler koyu noktalandı...
5.0
100% (8)