ey gelişi bilinmeyen!..
nicedir ıraksın gözlerimden
yitip gidenlerin peşi sıra
çekmedin mi hasretini kavrulan ellerimin...
ne çokmuş aslında sensiz her saniye
bir ah ki bin saat
ömrümün imal hatası üç harfine...


gelmiyorsun ya!..
hangi nefsin kurbanısın?..
ıslak gecenin göğsünde
hangi ölümü arşınlıyorsun koşar adım?..
yoksa bir kuş uçumluk
sınırları mı yakıyorsun
fer/lerin ıssız tenlerinde...

gelmiş olsaydın bunca zaman,
düşünüyorum da
kalır mıydı,
kellesi giyotinlik sözlerim çırpınmak zorunda
ve kahrolası zincirleri yer miydi
bileklerine düşlerim...

şimdi
istasyon duvarlarımda yankılanıyor ismin
geç kalıyorsun bileti kesilmiş yolculuğa...

el vermesin bu tatsız gidişe yüreğin...

her damla geri dönüşümsüz yaşamaksa
doyasıya filiz sürmekse
hüküm giymekse senden ibaret dilime
bir ömürlük balı çalmaksa huzurun tavanına

şüphen olmasın
silerim haritamdan
başka kıtalardan
bana kısalan yolları...