2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1133
Okunma
gelseydin
tepeden tırnağa
sıyrılırdı matem gecelerden
hüsran kokan anosonlu dost sohbetleri
vazgeçerdi kendiliğinden...
arınırdı hayat gönül kırıklarından
ve dolu dizgin şaha kalkardı
beyinden kalbe kan...
gelseydin
bir ney üflenirdi tutsak sevdaya
sessizliğin nefesini öperdi dudaklarından
ve inlerdi bir ömür
yanımda kal duasıyla...
şimdi
o kadar uzak mısın bize
tel tel sindiriyor mu saçlarını
o adam
söyle
başüstünde tutulası sevdanın astım nöbetlerinde
titrek sabahlıyor mu başucunda...
daralınca enginlerin
yeni bir çağ yırtıyor mu çaresiz göklerden
bir şarkılık dilinde
alevlerinin hırçınlığını dindiriyor mu
dolduruyor mu aşk yelkenlerini
gece mavisi düşlere
benim gibi...
desenki soluk almadan
-evet...
o anda kapanır işte gözlerim
yıkık
viran düşer besleme şehirlerim
kararan bir umut dahi olsa
yüreğime kadar volkan kesilir beşiklerim
kargalar zıkkım bir türkü fısıldar kulaklarıma
ettiğim yeminler ağır gelir ayaklarıma
ve yardıma koşar martılar kanat uçlarında,
ağızlarında köhne keder boşluklarıyla
kadim dost serçeler
eşlik eder gözyaşlarıyla...
bileklerime kitli öpüşler
sanırsın neşter kesiği şimdi
toz pembelerse
bir çırpıda yüzüme çalınan katran karası sanki...
ve kadınım sen
gün ışığına kavuşmak umuduyla
yağmur kokan ayaklanmalarda,
kül sıvalı mahzenlerin
ücra diplerinde zincirlisin yüreğime...
varlık yükü bir dünya
ters-düz oluyor
ve yol alıyor
bir beşik bir neyle
rotası atlantisin izinde
5.0
100% (3)