Yaşlanıyorum...
Bugün; geçmişi çıkardım heybemden.
Sana verdiklerimi serdim önüme.
Bir bir sen koktular, sen ne kadar da çokmuşsun.
Bir çakıl taşı, kuru bir yaprak, mendile sarılmışlardı.
Tel toka ile ak kurdale, ayrı bir yerde.
Bir de resim vardı soğuk mühürlü.
Acılarım, hasretinle coştu bir tanem.

Bir sigara yaktım, çektim derinden.
Hep sonradan verilen değeri yaktım.
Bir güvercin geçti pervaz önünden.
Bir an onu , sen zannettim bir tanem.

Gülümseme düştü yüzüme, halhalını görünce.
Çalmıştım ve yeni almıştın sen onu.
Seninle beraber aramıştım,
Ayağına taktığını, başıma taç yapmıştım ne güzel...
Ne güzeldi senin de benim aldığımı bildiğin,
Ne güzeldi bilmemezden geldiklerimiz.
Radyodan sıradaki parçaları benden sana dediğimiz,
Kimi zaman çalgıcı karısı Binnazın denk gelmesi.
Ağabeyinden saklandığımız çarşıda.
Sana kurduğum cümle geldi aklıma.
Çarşı sensizliğe karşı bir tanem.


Bir gün zifir saçlarını, sarı yapmıştın hani.
Çingen gibi çıka geldin karşıma.
Damağıma bastım, parmak ısırdım ve kevgirden su içirecektin bana.
Ertesi gün kapatamamış boya, ve kızıl saçlar ile büktün boynunu.
Bebekler gibi sokuldun bana.
Saçlarım yanmış dedin.
Ben diyemedim yandığımı,
Kor kor, alev alev, cayır cayır.
Sana baktım yandım, andım yandım,
Senden sonra niceleri sen sandım.
Yanmayınca anlıyordum bir tanem.

Bir sigara daha yaktım, çektim içime.
Dumanını salmadım ciğerlerimden.
Sıradaki parça, alınca beni benden.
Bir an seni, var zannettim bir tanem.
Seni yalanıma, kattım bir tanem.
Yaşlarımı, senle sildim bir tanem.