51
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
3973
Okunma

’’batık bir geminin güvertesine serilir / gün sere serpe tüm acısıyla öylece’’
hadi kaldır başını hüzünlerim
nefsinde od kokar yalnızlığın
çıkarır tüm arından kızıl saçlarını dağıtır cümlelerin
şehrin aynasına doğar bakışları
korkulur çatık kaşındaki beninden
uyanır karanlık perdesini ararlar gecenin tülündeki dantelinden
o, yüzsüz dokunuşuna heyelanlar kayar
kirlenir çelimsiz dugularım narinliğinde
takıp takıştır nedensiz gelişindeki heceleri
dağılmış dolu dizgin korkuları
şehir bulutların gölgesinde yalnızlığı böler bu/günün ertesine suskun
dökülür narası dilinden
şimdi demlenen hüzzam
eskilerini bohçalar hain duruşundaki bıçkınlığıyla
hadi kaldır başını körebe oynayan ellerinle
askısına değer narin imgelerim
idamlık birkaç duruşunda edepsizliğin
vurur başını yılların yorgunluğunda
karanlık çöker adımın baş harflerine
ebenin gözlerini kör etti hıçkırık ve bir kaç kırıklarım
neden yaşamadı artık biten geçmişim
öldüm mü ? ben
şaka olmasın bir bak tenime soğuk mu?
sen!
şehrimin aydınlığında bırak beni
ölüm kapıma diz çökmüşken gözlerimin karasına yalnızlığımı göm
ölü bende kalan her us sağanaklarım
düşüncesi kilitli yaşamıyor
gece salınıyor ayazın olanca hızıyla sessiz…
’’ hadi tut ellerimi son kez çamurlara bulansın dizlerin’’
Yaşanası ne çok şey vardı halbuki !!
n.altın BİNGÖL Ereğli 24/11/2011
5.0
100% (42)