2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1203
Okunma

Meydanın Nadimleri
“Senin Dalını Kıranın Ağacını Kökünden Sökeceksin“
“Hey sen;(Donnie Brasco )
İblisin olmayan iffetiyle
Gelen akşam karaltısı gölge
Topla günahını ve defol
Yeter iyiliğin etinden cinlendiğin
Cinnetin kadar varsın işte”
Sus pus olmuş bir şehrin
İnlerinde ibnelenen fareleri
Koyu ve suçbastıran kahpelikleriyle
Çıktıklarında orta meydana
Meydan ki aslında kocaman bir suçluluğun
Nadimlerini perperişan ederek
Önerilmiş bir geçmişin artığıdır
Evet fareler üzerlerine bulaşmasın diye herhangi bir aklık
Devamlı kusmaktalar
Nadimler meydanını doğurtmamak için
Yeniden
Küllenmiş ve bugüne değin hep ötelenmiş
İslah edici her niyeti
Gördükleri an buruşturarak etlerini
Büyük bir hınçla boğmaktalar
İblisin ardısıra sinen fareler
Söz kesada uğratıldığında
Elsiz sebepleriyle bağıran dağlı
Yüreksiz bir hışırtıdır aslında
Meydanın nadimlerini ölmek için yaşatan
Bu fasit zamanın en ortasında
Gökyüzüne karşı bir duruşla
Sürekli kefenlenen
İyilik anneli bir memenin emzirdiği
Arlı ve namuslu babaların keselerinde biriken
Mehmetleri de vardır bu toğrağın
Tek cürümleri sür manşet olacak sevmeleri
Ve mavi mutluluklarla en yeşili giyinmeleridir
Koyu karanlık zihinlerin akışında
Batıl bir bakmanın hizasıyla
Sürülürken cephelere
Çok masum bir beyazdırlar
Dudakları ölçülen bir yalnızlığın boyunduruğunda
Şiirlenen bu şehrin en asil nadımleri
Gelip göçtüğünde meydanın ensesine
Yalnızca gerçeği söylemek için
Büyüyüp dururlar
Kan toplayan kalemleriyle
Suretsiz adamların iliklerini açarak bir bir
İşte o an
Islıklanarak çağrılan iblisin
Şahitleri sukun ederek peydahlanır
Giriş çıkışlar hep dışarıyadır
Dışarısı şehrin meydanıdır
Daha dışarısı nadimlerin meydanı
5.0
100% (4)