12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1251
Okunma
Marika için…
I.
pencerende güneş, sarmaşıkları dolardı gölgen
saksıların yeşertirdi rutubetli sokağı
sesin yayılır, sazlar çalınırdı
ben o vakitler, papatyalar toplarım
sen haykırırdın, sesin yağmurlu bir camın arkasında,
gülün dalına konardı nefesin bir yağmur damlasında.
yasu Marika…yasu
II.
şimdi sen öyle duruyorsun ya sonsuzluk oluyor her şey
adını nereye saklasam bilmiyorum,
şarkılar geliyor aklıma
İzmir yolları gibi, kurşun gibi ağır
gidilecek bu yol...
arnavut kaldırımlı bu yolda kalp sesi gibi ayak seslerimiz.
bir tabur geçecek üzerimizden uygun adım,
tüm acılarını tecil edip gideceksin,
başka bir acıya.
bir serçe gibi, sürgün kuşum
göçeceksin...
bense ardında kalacağım, kulaklarımda irinli bir siren sesi
III.
geçişir göçmen kuşlar gibi
kendi topraklarının mültecileri
tarifsiz bir göç seyri penceremde
içimde kocaman çığlıklar, susuyorum
güneş vuruyor yatağıma
eylül sızıyor penceremden, Marika
burada olsan ne hoş, gönlümün yaban serçesi
sararmış yaprakların, sallanan sesi
biraz hüzün, biraz umut var pay edebileceğimiz
umarsızca yalpalanan perdelerin arasından,
bir tutum güneş ısıtıyor alnımı
sen göç edeli, saksılarını dizdiğin yere diziyorum avuçlarımı
çocukların oynadığı, boş arsaya bakıyorum saatlerce
teller içine hapis edilmiş kör ve ebe, dolanıp duruyorlar
beklide hiç oynayan kalmamış barış oyununu
IV
kararıyor sokaklar, bir hüzün sızıyor içime
içimi kaplıyor birden, uçurtmasız bir gök korkusu
eşleri olmayan çocuk ayakkabıları
yamasız dizler
sen gideli, en deli çağım solgun benizli sesi
karatmalarda, aşkın ve barışın sokakları.
unuttum sanma, Marika
rüya defterimin sana ayrılan boş sayfası, hala uçuşturmakta eteklerini
hala lavanta kokuyor gömleğim.
V.
ahhh Marika, eylülümün kadını.
gömleğimin beyazında kimsenin fark etmediği
yağmur damlası bir kızdan emanet, kiraz bir öpücüktün
yan yana geçerken sokakları
hep yüzünü görebileyim için köse başlarını süpürttüm gözlerime
dokunsan buzukine sonbahar yağmuru olur gözlerim
karşı kıyının güzeli
hiçbir bedel ödemez zamanın fiyatını
karartılmıştı sokaklar, yasaktı sevdalanmak
ne zaman bir Rembetiko duysam
uzaklarda, taa uzaklarda
efkar tutar parmak izlerim rakı kadehlerinde.
VI.
uzak diyarların mülteci vesikasını taşır yüzüm
şeytanları boğup kendi cehenneminde, alevini yaşıyorum
şimdi isyanın terkisine taşıyorum adını,
gittiği yerin uzağı, hesabıma pay edile acıların ağıtı gibisin
ölmeme az var Marika
zaman kanımı vahşi bir hayvan gibi emerken
ne zaman düşse cemreler bağlara
bir güneş ısıtır ihtiyar kemiklerimi
seni öpüşlerim gelir üzüm bağlarında
sen o zaman güzel ve diri, bense daha dayanmamışım bastonuma
kuşlar geçiyor Marika sen söyle şarkını, dönerken bulurlar onlar beni
Söyle ki yankılansın sesin,
çünkü ölüm kadehi dolarken boğazımdan
ben öğrettim onlara yolu, nerdedir Egenin en güzel sesi.
söyle kabrime dolarken yağmur, ben bağırayım toprağımın tohumundan
yasu Marika …. Yasu..
Kubilay Yıldız