3
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1380
Okunma
tutmuş bir ağacın gövdesini oyuyorum
saat sana beş var
oymak dediysem yalnızlıkla
fırınları vapurları getiriyorum aklıma
söylenmemiş şarkıları kuruyorum
nasıl güzel söylenir şarkılar sana
yalpalanan sokaktalar da çakır keyif takvim ardı hikayeleri
seni öpmeye an var birde uzuyor sokak
imkansızın boy aynasında duruyorum
vapur lacivert bir ceketi ilikler gibi varıyor karşı kıyıya
sen korkunu çıkarıp asıyorsun boynuna
içimdeki kuşlar hırpalanıp dağılıyor
oysa hangi adımı atsam
çocuklar içimi sende tamamlansın diliyorum
yırtıldığı yerden yapıştırılan fotoğraflar kimliğim
zaman sessizliğin kılıcıdır artık
usul usul uzaklaşıyorsun
tene yavaş yavaş saplanan bir çiçek gibi
kötü şeyleri bile güzele benzeterek
ertelenen yolculukları andırıyorum
yürüyüp bir şiiri dikine gidiyorum
ben senden ne zaman dönsem
saat sana hep beş geç kalmış
üzünçlerden ordular kuruyorum masalara
yolup zamanı kolumdan atıyorum denize
öksüz bir diş gibi
tutup yalnızlığımı kemiriyorum
kemirmek dediysem kuşları paralasıya
K.Y.